Page 52 - Çağdaş Türk ve Dünya Tarihi | 4.Ünite
P. 52
Serbest Piyasa Ekonomisi Politikası
1980’lerin küreselleşen dünyasında iktidara gelen Turgut Özal döneminde karma ekonomi yerine
liberal ekonomi ön plana çıktı. Küreselleşme en fazla ekonomi alanında kendini hissettirirken devletin
sınırlandırılması, ticaretin serbestleştirilmesi, iktisadi hayatta bireysel girişimciliğin özendirilmesi, kamu
iktisadi teşekküllerinin özelleştirilmesi ve rekabet koşullarının sağlanması yolunda önemli adımlar atıldı.
Özal, 1930’larda yürürlüğe giren Türk Parası Kıymetini Koruma Kanunu’nu değiştirmekle işe başlaya-
rak serbest piyasa koşullarını oluşturmak için devletin ekonomideki ağırlığını azaltmaya çalıştı. Döviz
ve fiyat politikalarında olduğu gibi Türk lirasını da serbest piyasa koşullarına bıraktı. Sermaye Piyasası
Kurulu ve İstanbul Menkul Kıymetler Borsasının kurulmasını sağladı. İthalatın önündeki engelleri kal-
dırarak her türlü malın ithaline izin verdi. Özal’ın ekonomiye dair bu yaklaşımlarıyla 1979’da 2,3 milyar
dolar olan ihracat 1988’de 11,7 milyar dolara çıktı.
Türk Ekonomisinin Temeli
Türkiye’de serbest rekabete dayalı bir ekonomi modelini neden benimsedikleri sorusuna Özal
şöyle cevap vermiştir: “Özel teşebbüs ve serbest rekabet şartlarını, Türk ekonomisinin temeli ve
ekonomik gelişmesinin itici güçleri olarak değerlendirmekteyiz. Bizim uyguladığımız sistemin teme-
linde insana, girişimciliğe ve ferdiyetçiliğe dönüş vardır; devletin müdahalesinin asgariye indirilmesi
ve kabiliyetli insanın öne çıkarılması vardır. Ekonomimizi içe dönük olmaktan çıkarıp uluslararası
rekabete açık hâle getirmemiz lazım.”
M. Zeki Duman, Türkiye’de Liberal Muhafazakâr Siyaset ve Turgut Özal, Kadim Yayınları, s.186
İhracat-İthalat Politikası
Özal iktidarı döneminde dış ödemeler açığı kapatılmış, dünya ekonomisiyle bütünleşme sağlanmış,
dışa açılma politikası ile sanayileşmeye dayalı ihracat artmıştı. Özal iktidarının bu başarısı, halkın refa-
hını artırmaya yönelik üretim ve ihracat yapısının uygulanmasına dayanmaktaydı. Özal, IMF ve Dünya
Bankası ile yaptığı antlaşmalarla sağladığı kredileri ekonomik yatırımlar için kullandı. Yapılan yatırımlar ve
hayata geçirilen ekonomik reformlar ile Türkiye 1984’te ihracat artışında dünyada birinci oldu. 1983’te 5,7
milyar dolar olan ihracat, 1984’te 7,1 milyar dolara ulaştı. Özal’ın ihracatı geliştirmeye yönelik politikaları-
nın yanında ithalata da serbestlik tanıması, spekülasyon ve stokçuluğu önleyerek piyasada her türlü malın
rahatça bulunmasını sağladı.
Türkiye’nin gelişmesinde ihracata daha çok ağırlık veren Turgut Özal, ülkeye yabancı sermayenin giri-
şine izin vererek istihdam oluşturmaya çalıştı. Komşu ülkelerle iş birliğini geliştirmeye de çalışan Özal, yurt
dışı gezilerine yüzlerce iş adamının katılımını sağlayarak finans ve yatırım için lüzumlu diplomatik ilişkileri
kurmaya gayret etti.
Özelleştirme Politikası
Serbest piyasa ekonomisi gereği devletin küçülmesini ve dev- Tablo.10: 1980-1988 Yılları Arası
let tekelindeki işletmelerin özel sektöre devredilmesini savunan Türkiye’nin Büyüme Oranları
Özal, özelleştirmeyi resmî politika hâline getirmiştir. Devletin kü- 1980 -2,8
çültülmesi gerektiğini savunmuştur. 1981 4,8
Özal, özelleştirme politikaları ile şunları hedeflemiştir: 1982 3,1
• Ekonomik kararların piyasa tarafından verilmesini sağla- 1983 4,2
mak 1984 7,1
• Halkın altın ve gayrimenkule dair pasif yatırımlarını doğru- 1985 4,3
dan ekonomiye kaydırmak 1986 6,8
• Devletin kaynaklarını KİT yatırımları yerine, halkın öncelikli 1987 9,8
ihtiyaçlarını karşılayacak altyapı yatırımlarına ayırmak Yalın Alpay, Türkiye Ekonomi Tarihi, s.61
194