Page 51 - Çağdaş Türk ve Dünya Tarihi | 4.Ünite
P. 51

4.6.1. Siyasi Yaşamın Liberalleşmesi
                  12 Eylül sonrası kurulan ilk sivil hükûmet özelliği gösteren ANAP iktidarı, bir yandan askerî müdaha-
               lenin ortaya çıkardığı siyasi, ekonomik, toplumsal ve hukuki sorunları ve dış politikadaki olumsuzlukları
               ortadan kaldırmaya çalışmış, diğer yandan darbe döneminin güçleri ile mücadele etmişti. Bu dönemde
               hayata geçirilen ekonomide liberalleşme ve dünya ekonomisiyle yeniden bütünleşme faaliyetleri ve bu
               faaliyetler kapsamında telefon, renkli televizyon, özel televizyon ve otoyolların halkın hizmetine sunulması
               kamuoyunda karşılık bulmuştu.
                  1987’de eski siyasetçilerin siyasi yasaklarının kaldırılmasına dair anayasa değişikliği gündeme geldi ve
               halk oylaması yapıldı. Özal, “hayır” için çalışma yaparken karşısındaki eski siyasetçiler “evet” için müca-
               dele etti. Halkın %50,16’sı evet oyu kullandı ve siyasi yasaklar kaldırıldı. 12 Eylül 1987’de kesin sonuçları
               açıklanan halk oylamasından sonra eski siyasetçiler siyasi hayata döndü. DYP’de (Doğru Yol Partisi) Sü-
               leyman Demirel, DSP’de (Demokratik Sol Parti) Bülent Ecevit, RP’de (Refah Partisi) Necmettin Erbakan
               dönemi başladı. Alparslan Türkeş de MÇP’nin (Milliyetçi Çalışma Partisi) başkanlığına geldi. ANAP (Ana-
               vatan Partisi), halk oylaması sonrası erken seçim yapılması kararını aldı.
                  1979’da  İran-İslam  devrimi  ve  SSCB’nin Afganistan’ı  işgali,  Türkiye’nin  stratejik  önemini  artırırken
               Türk-Amerikan ilişkilerinin gelişmesini de sağladı. Reagan (Regın) ve Özal’ın neoliberal ve neomuhafa-
               zakâr politikaları bu yakınlaşmayı daha da artırdı. Amerikan toplumunun yeniliğe açık olması, ademimerke-
               ziyetçiliğe dayalı idari yapısı ve toplumun pragmatist felsefeye sahip olması Özal’ı etkileyen unsurlardandı.
                  Özal, sözde Ermeni soykırımı yasa tasarısı ve Rumların Kıbrıs’a dair taleplerinden dolayı Amerika ile
               ters düşmemeye özen gösterdi. Ancak Türk-Amerikan ilişkilerinin iyi gitmesi sadece dış politikadaki bu
               gelişmelere bağlı değildi. Özal’a göre Türkiye’nin geleceğinde Amerika’nın önemli bir yeri vardı. Türkiye’nin
               hem Orta Doğu ve Kafkaslardaki hem de Balkanlar ve Orta Asya’daki çıkarlarının Amerika ile uyuştuğunu
               düşünen Özal, iki ülke arasındaki ilişkileri geliştirmeye çalıştı. Özal, Türkiye’nin Amerika’ya daha çok ihra-
               cat gerçekleştirmesini ve Türk mallarına uygulanan kotanın kaldırılmasını istedi. Özal’ın dış politikası da
               ekonomi merkezli bir özellik gösterdi.
                     Daha Çok Ticaret İstiyoruz.


                     Turgut Özal, New York’ta bir gazetecinin “Amerika Başkanı’ndan ne istediniz?” sorusuna şöyle
                  cevap verir: “Başkan Reagan’a şunu söyledim: “We don’t want more aid, we want more trade…
                  (Daha çok yardım değil, daha çok ticaret istiyoruz.)”
                                                   M. Zeki Duman, Türkiye’de Liberal-Muhafazakar Siyaset ve Turgut Özal, Kadim Yayınları, s.339

                  4.6.2. Türkiye’deki Ekonomik Gelişmeler

                  Türkiye, 1980’li yıllarda Özal’ın uyguladığı liberalleşme politikaları ile dünya kapitalizmine ve gelişen
               pazar ekonomisine dâhil olmaya başlamıştır. “Memleketin en önemli meselesi ekonomidir.” diyen Özal,
               dış politikada ve halkın kendi kaderini belirleyebilmesinde en temel şartı, ekonomik kalkınma olarak
               görmüştür.

                  24 Ocak Kararları

                  24 Ocak Kararları, Türkiye’de yeni bir dönemi başlatan ve ülkeyi küresel ekonomik sisteme dâhil
               eden önemli bir adımdı. Türkiye’nin dış dünyadan soyutlanması ekonomik ve siyasi sorunlara yol açmış-
               tı. Örneğin üzerinde döviz veya yabancı sigara bulunanlar, kaçakçılıktan yakalanıp cezaya çarptırılıyor,
               elektrik kesintileri yüzünden fabrikalar çalışamıyordu. Kaçakçılık ve rüşvetin yanında tüp gaz, benzin,
               şeker ve ilaç kuyrukları da yaşanıyordu.
                  İstikrar tedbirleri olarak ilan edilen 24 Ocak Kararları, Özal’a göre bir zorunluluk sonucu ortaya çıktı.
               Bu kararlarla ithal ikameci politikalar terk edilerek ihracata yönelik sanayileşme anlayışına geçildi. 24
               Ocak Kararları ekonomik istikrar olarak adlandırılırken yüksek oranda zamlara, sıkı bir mali disipline,
               kamu harcamalarında tasarruf yapılmasına, altyapı çalışmalarının durdurulmasına ve çalışanların üc-
               retlerinin dondurulmasına yol açtı. Özal’a göre bu kararların hedefi, Türkiye’yi içine düştüğü ekonomik
               çıkmazdan kurtarmak ve istikrarı sağlamaktı. Geleneksel Türk iktisat anlayışını değiştiren bu kararlar, üç
               önemli alanda (döviz kuru politikası, yurt içi fiyat politikası ve kurumsal reformlar) değişikliklere yol açtı.
               24 Ocak Kararları Türkiye’nin dünya ile barışmasına da vesile oldu.

                                                           193
   46   47   48   49   50   51   52   53   54   55   56