Page 47 - Çağdaş Türk ve Dünya Tarihi | 4.Ünite
P. 47
Dış Gelişmeler
12 Eylül Darbesi
İhsan Sabri Çağlayangil: “…Türkiye’de vesayetçiler (kendileri olmaz-
“…Demokrasinin darbeyi engelleme kabiliyeti sa cumhuriyetin yok olacağına inananlar) ve
çok düşüktür. Türkiye’de darbeler ağırlıklı olarak demokratlar (çağdaş bir dünyanın icapları için
asker, üniversite ve seküler sermaye kesiminin çalışanlar) arasındaki mücadele, darbelerde
eş güdümü ile olur. Bu üçlünün sloganı ise mo- de kendini gösterir.
dernliktir.”
TBMM Darbeleri İnceleme Komisyonu Raporu, s. 630, 636
1979’da SSCB’nin Afganistan’ı işgale başlaması ve İran’da SSCB destekli bir devrim ile ülke rejimi-
nin değişmesi, ABD’yi İran ve Afganistan gibi iki önemli müttefikten yoksun bıraktı. Bu iki olayın çıkışın-
dan önce o ülkelerde gerçekleşen kaos ortamına benzer olaylar, Türkiye’de de olmaya başladı. Ayrıca
ASALA terör örgütünün yurt dışında Türkiye karşıtı eylemleri ve birçok Türk diplomatını şehit etmesi
siyasi güvenin azalmasına neden oldu.
1960-1971-1980 dönemlerinde ABD eksenli dış politikadan uzaklaşılıp SSCB ile iyi ilişkiler kurulma-
sı, ordu içerisindeki bazı grupları tedirgin etti. Darbeler sonrasında ABD ile kurulan ileri düzeydeki ilişki-
ler ve yapılan ikili antlaşmalar, bu grupların ABD ekseninde kalmak istediklerini göstermekteydi. 24 Ocak
Kararları’nı alan siyasi iktidara IMF ve Dünya Bankası gibi uluslararası kuruluşlar ve gelişmiş devletler
hiçbir şekilde destek vermedi. Bununla beraber darbe gerçekleştikten sonra bu destekler gelmeye baş-
ladı. Dönemin NATO Türkiye temsilcisi Korgeneral Süreyya Yüksel’in bir toplantıda, mevcut çalkantılar
sürerse askerin inisiyatifi ele alacağından bahsetmesi üzerine NATO Kuvvetler Başkomutanı’nın sözü
şu olmuştur: “Bravo, işte komutan dediğin böyle olur ve istikrar böyle kurulur.” Darbe gerçekleştikten
sonra ABD’li bazı üst düzey yetkililerin “Our boys have done it.” (Bizim çocuklar başardı.) ve “Müdahale
etmesi gerekenlerin yaptığı girişim.” sözleri basına yansımıştır.
Darbenin Gelişimi ve Sonrası
Türkiye’de 1970’li yıllarda enflasyonun aşırı artmasıyla kalkınma hızı nüfus artışının gerisinde kaldı.
Bu durum sosyal, ekonomik, politik ve kültürel alanda sorunları beraberinde getirdi. Anarşi ve terör
artarak devam etti. Bunu mal kıtlığı ve karaborsa gibi olumsuzluklar takip etti. Tüm bunların neticesinde
mezhep çatışmaları, ideolojik kamplaşma ve ayrışmalar yaşandı. Çeşitli grupların mahalle ve semtlerde
hâkimiyet kurarak kurtarılmış bölgeler oluşturması, insanları sokağa çıkamaz hâle getirdi. Siyasi irade
bu durum karşısında çözüm bulamadı. Böylece Türkiye’de bir kaos toplumu oluşturuldu. Türk Silahlı
Kuvvetleri sabah saat 04.00’te ülke yönetimini Bayrak Harekâtı adı verilen darbe ile ele geçirdi. Aynı gün
saat 13.00’te Kenan Evren, radyo ve televizyondan Millî
Güvenlik Konseyi Başkanı sıfatıyla darbe bildirisini okudu
(Görsel 4.44).
Siyasi Durum: Türk demokrasisi bir kez daha sekteye
uğradı. 21 Eylül 1980’de emekli Deniz Kuvvetleri Komu-
tanı Bülent Ulusu başkanlığında hükûmet kuruldu. Cum-
hurbaşkanlığı görevine Kenan Evren getirildi. Yasama,
yürütme ve yargı yetkileri Millî Güvenlik Konseyi tarafın-
dan kullanıldı. Konsey, dönemin siyasi liderlerini tutukla-
tarak Hamzakoy ve Uzunada’ya gönderdi. Mevcut siyasi
partiler kapatıldı. Kurulan yeni partilerle 1983’te seçimler
yapılarak meclisin işlerliği sağlandı. 15 Ağustos 1984’te
PKK’lı teröristler tarafından Eruh ve Şemdinli’de yapılan Görsel 4.44: Gazete manşeti
189