Page 43 - Çağdaş Türk ve Dünya Tarihi | 4.Ünite
P. 43

nitelikli  işçiydi.  Yapılan  araştırmalar  bu
               işçilerin sadece %20’sinin endüstri toplu-
               mu ile bütünleştiklerini, geri kalan büyük
               bir çoğunluğun ise Almanya’da çalışmayı
               sadece para biriktirme aracı olarak gör-
               düklerini göstermekteydi. Almanya’ya gi-
               den işçilerin (Görsel 4.38) büyük çoğun-
               luğu  yaptıkları  tasarruflarla  elde  ettikleri
               birikimi ana vatana getirerek çeşitli faali-
               yetlere aktarma ve bağımsız bir iş kurma
               umudu  taşıyordu.  İşçilerin  tasarruflarını
               değerlendirme  biçimi  de  para  biriktirme
               amaçları ile örtüşmüş ve işçiler genellikle         Görsel 4.38: Yurt dışına giden Türkler
               Türkiye’de ev, arsa gibi gayrimenkullere
               yatırım yapmışlardı. İşçi tasarruflarının döviz transferi yoluyla ülkeye girmesi ile dış ticaret açığının ka-
               patılması ve döviz rezervinin artırılması bir devlet politikası olarak benimsenmişti. Ancak bu, kısmi bir
               çözüm olmuştu. İşçi tasarrufları sanayide yatırıma dönüşemediği gibi işçilerin kendi kendilerini yönet-
               melerine de imkân sağlamamıştı.


                  4.5.2. 12 Mart Muhtırası ve 12 Eylül Darbesi


                  1960’tan itibaren Türk siyasi hayatını derinden etkileyen toplumsal hareketlilik, kentleşme ve sa-
               nayileşme toplumsal ayrışmalara da neden oldu. Toplumda laik-İslamcı, solcu-sağcı, Alevi-Sünni gibi
               gruplaşmalar ve bölünmeler yaşandı. Siyasette de yer bulan sağ-sol ayrışması Türkiye’nin tarihinde
               derin izler bıraktı.
                  İktidar değişiklikleri, muhtıralar ve darbeler Türkiye’de ciddi sorunlara neden oldu. Türkiye ilk darbeyi
               27 Mayıs 1960’ta yaşadı. 1961 Anayasası ile oluşan demokratik ortam sağ ve sol ideolojinin rahatlıkla
               örgütlenmesine fırsat verdi. 1960-80 yılları arası, çok sesliliğin ve baskıların birlikte yaşandığı dönemdi.
               Bu dönemin ortaya çıkardığı özgürlük ortamında işçi ve öğrenciler protesto ve eylemlerde bulundu. Bu
               gruplar ABD ve feodal beylere karşıtlığın olduğu sol kesimi temsil etti. Bu dönemde sağ ideoloji komü-
               nizmin panzehri olarak görüldü. Sağ ideolojide Nurettin Topçu, Necip Fazıl Kısakürek gibi fikir üreten
               isimler ön plana çıktı (Görsel 4.39).
                  1961 Anayasası ile oluşan demokratik ortamdan istifade eden Türkiye İşçi Partisi (TİP); solcu ay-
               dınları, sendikacıları ve sosyalistleri bünyesine toplayarak Türk siyasetinde yerini aldı. Başlangıçta se-
               çimlerde belli oranda başarı gösteren TİP kendi içerisinde Mehmet Ali Aybar, Behice Boran, Doğan




                     Necip Fazıl Kısakürek




                    …Hani radyolarda bir ses duyarız: “Dikkat, dikkat! …kan aranıyor.” Biz
                 de kan arıyoruz: “Dikkat, dikkat! Namütenahi grubu Allah-Muhammed olan
                 kan aranıyor!” Siz gençler, bütün Anadolu’yu damar damar içine alan bu kan   Görsel 4.39
                 deposunun en halis numunesini taşıyorsunuz. Türk analarının ulvi sancılarla   Necip Fazıl Kısakürek
                 yakında doğuracağı gerçek kahramanların tohumu işte bu kandadır. O günü
                 bekleyelim ve Allah’tan yardım isteyelim…

                                  Necip Fazıl Kısakürek, Hadiselerin Muhasebesi 3, Sayı 25’ten uyarlanmıştır.





                                                           185
   38   39   40   41   42   43   44   45   46   47   48