Page 116 - Defterim - Felsefe 10
P. 116
13. Etkinlik: Aşağıda verilen metinden yararlanarak soruları cevaplayınız.
Descartes, doğru olduğunu kabul ettiği her şeyi ya duyulardan ya da duyular aracılığıyla
aldığını ancak duyuların bazen aldatıcı olduğunu fark ettiğini, bir kez bile aldatanlara
asla tam olarak güvenmemenin bir ihtiyat göstergesi olduğunu belirtmiştir. Descartes,
deneyiminin aktardığı tüm bilgileri sorgulayarak metodik bir şüphecilik ortaya koymuştur.
Bu nedenle, gördüğü her şeyin yanlış olduğunu varsaymış, aldatıcı olduğunu düşündüğü
hafızasının temsil ettiği şeylerin her birinden şüphe etmiştir. Şekil, hareket, yer ve zamanın
birer kuruntu olduğunu öne sürmüştür. Dolayısıyla her şeyi dikkatli bir şekilde tarttıktan
sonra bunun bir düşünme eylemi olduğunu, varlığının gerçekliğini bu şekilde kavradığını ve
var olduğunu her söylediğinde veya zihninde tasarladığında bunun her seferinde zorunlu
olarak doğru olacağını tespit ettiğini belirtmiştir.
(Metin yazar tarafından oluşturulmuştur.)
1. İnsan kendi gerçekliği de dâhil dış dünyadaki tüm gerçekliğe, bir tür akıl yürütmeyle
ulaşabilir mi? Gerekçelendirerek yazınız.
2. İnsan aklının şimdi ya da gelecekte ortaya koyması mümkün olmayan bir gerçeklik
alanı var mıdır? Gerekçelendirerek yazınız.
Bilgi Havuzu
Descartes’ın
şüpheciliği,
septiklerin
şüpheciliğinden
farklıdır.
Descartes, kesin
bilgiye ulaşmanın
mümkün olduğunu
savunurken
diğer septik
düşünürler kesin
bilginin mümkün “Düşünüyorum öyleyse varım.”
olmadığını gerçeğinin, şüphecilerin en aşırı
savunmuşlardır. varsayımları tarafından bile sarsılamayacak
Descartes’ta kadar sağlam ve güvenilir olduğunu
şüphe, doğru gördükten sonra bunu, amaçladığım
René Descartes
ve kesin bilgiye felsefenin ilk ilkesi kılmaya, en ufak bir
ulaşmanın şüphe duymaksızın karar verdim.
bir aracıyken
septiklerde şüphe
doğru bilgiye
varmak için bir
araç değil amaçtır.
114