Page 241 - Defterim - Felsefe 10
P. 241
Soru Köşesi İnsanların düşünce ve görüşlerini serbestçe ifade etmesi doğruların ve gerçeklerin
ortaya çıkmasına ve kavranmasına katkıda bulunur. Bir düşünürün dediği gibi düşün-
celerin savunulmasından gerçekler doğar.
Aşağıdakilerden hangisi bu görüşü destekler?
A) Devletin ekonomik alana müdahalesinin azaldığı bireylerin özgürce ekonomik gi-
rişimlerde bulunduğu dönemlerde toplumsal refah yükselmiştir.
B) Bilim ve felsefedeki başlıca ilerlemeler düşünce ve inanç özgürlüğünün olduğu
dönemlerde ve ülkelerde gerçekleşmiştir.
C)Bireyin yeteneklerini özgürce geliştirdiği eğitim ortamlarında dünyada iz bırakan
sanatçılar yetişmiştir.
D)Bireylerin yurttaş olarak haklarının korunduğu toplumlarda oluşan güven ortamı
insanların daha üretken olmalarını sağlamıştır.
E) Çeşitli düşünce ve görüşlerin bir arada yaşaması ilk önce değişik kültürlerle ileti-
şim olanağı bulan toplumlarda görülmüştür.
(2000-ÖSS)
Çözüm Parçada insanların düşünce ve görüşlerini özgürce ifade etmeleri ile gerçeklerin ve
doğruların ortaya çıktığından bahsedilmektedir. Bilimdeki gerçekler, felsefedeki yeni
sorular ve cevaplar da ancak düşünce özgürlüğünün olduğu toplumlarda ortaya çık-
maktadır.
Cevap: B
1. Etkinlik: Aşağıdaki metinden yararlanarak soruyu cevaplayınız.
Harold Laski devlet kavramıyla ilgili şunları belirtmiştir: “Günlük yaşamdaki karşılaşmalarda
insan doğasını inceleyen herkes Devletin, kaçınılmaz bir örgütlenme olarak ortaya çıkmak
zorunda olduğunu anlayacaktır. Ama Devletin bir zorunluluk olduğunu kabul etmek,
onun herhangi bir biçimde ahlaksal olarak bir üstünlüğe sahip olduğunu da kabul etmek
anlamına gelmez. Çünkü her şeyden önce Devletin kendisi bir amaç değildir; sadece
insanların yaşamlarını zenginleştirmeyi gerçekleştirme gibi belirli bir amaç için kullanılan
bir araçtır. Bizler Devletin amaçları için değil kendi amaçlarımız için Devletin uyruklarıyız.
Gerçekleştirilebilir iyilik mutlaka kişilerin yaşamları bakımından kazanılmış veya elde edilmiş
bazı mutluluklar demektir. Yoksa iyilik hiçbir anlam taşımaz. Bu nedenle Devlet iktidarı
böyle bir mutluluğun mümkün olduğu ölçüde çoğalıp yaygınlaşması için kullanılmalıdır.
Devletin gayretleriyle insan kişiliğinin gelişimini kısıtlayıcı engellerin ortadan kaldırıldığını
görmediğimizde Devletten kuşku duymakta haklıyız demektir. Devlet kudreti insanın
gelişiminin önündeki engelleri kaldırmada kullanılmadığında Devleti kınamakta haklıyız.
En sonunda, en azından insanların zihinleri kendileri için ne iyi ise onu gerçekleştirmekten
başka bir amaç için kullanılamaz. Daha az bir ideale insanlar bağlanamaz. İnsanlar dirayetli
bir biçimde, iktidarın kötüye kullanılmasından ortaya çıkan kulluktan, bu kulluk ister
maddi ister manevi kulluk olsun, kurtulmaya çalıştıklarında tam anlamıyla vatandaşlık
görevlerini yerini getirmiş olurlar.
Mehmet Turhan, Değişen Egemenlik Anlayışının Hak ve Özgürlüklerin Korunmasına Etkileri ve
Türk Anayasa Mahkemesi
(Aslına sadık kalınarak kısaltılmıştır.)
Size göre devlet bir amaç mı yoksa bir araç mı olmalıdır? Gerekçeleri ile açıklayınız.
239