Page 18 - DEFTERİM TÜRK DİLİ VE EDEBİYATI 10
P. 18
3. Etkinlik: Edebî eserlerden alınan aşağıdaki parçalarda hangi bilim dallarından yararlanıldığını
parçaların altındaki boşluklara yazınız.
Bu mutlu yaratıkların gözleri tatlı bir ışıkla “Bize gelince, şimdilik idare ediyoruz.” diye
parlıyordu. Yüzleri bilgeliği ve temiz bir devam etti arabacı. “Fakat ocaklar, maden
bilinci, gönül alıcı bir sevinci dile getiriyordu. çıkarma işini azalttı. Ve bak, karşıda,
Çocuk sesleri kadar temiz ve şendi sesleri. Victorine’de (Viktorin) de yalnız iki kok fırını
İlk bakışta, her şeyi anladım. Henüz günahla yanıyor.”
kirlenmemiş bulunan bir dünyadaydım. Şimdi, bütün ülke Etienne’in (Etyen)
İnsanlar, efsanenin ilk atalarımızın bir gözlerinin önüne serilmişti. Her taraf yine
dünya cennetinde ömür sürmüş olduklarını kapkaranlıktı, fakat sanki ihtiyarın eli
anlattığı gibi yaşıyordu. Ve bu adamlar o oraları acı sefaletlerle doldurmuş gibiydi
kadar iyiydiler ki beni konutlarına doğru ve Etienne, o anda bu sefaletleri, bilincinin
götürürlerken türlü diller döke döke, en altında, her tarafta sonsuz bir boşluk içinde
ufak üzüntü kaygısını içimden söküp atmaya duyuyordu. Mart rüzgârının bu çıplak
çalışıyorlardı. Bana soru sormuyorlardı, ovada inlediği, bir açlık seslenişi değil miydi?
gönlümü dolduran her şeyi biliyora Sağanaklar gittikçe artıyor; sanki işsizliği,
benziyorlardı; en büyük tasaları da beni çok kurban verecek bir kıtlığı beraberlerinde
gene gerçekten mutlu görmekti. getiriyorlardı.
Dostoyevski, Amcanın Düşü Emile Zola (Emil Zola), Germinal
......................................... .........................................
— Ben ne gün gittim Yalova’ya? Ayın En azından bir süre için mutlu olacaklardı.
altısında... Çarşamba günü... Her zaman istenebilecek ve bazen elde
— Çağırdılar mıydı? edilebilecek bir şey varsa, onun da insan
— Evet... Balo varmış evvelki gece... Kaplıca sevgisi olduğunu şimdi onlar biliyordu.
idaresi düzenliyor. Gazi Hazretlerinin Tersine, hayal bile edemedikleri bir şeyi
onuruna... Gittiğim vakit İstanbul dilemiş olanların hiçbirine bir karşılık
gazetecilerinden hiç kimse yoktu. Baktım gelmemişti. Tarrou (Taru) sözünü ettiği o
Fethi Bey... Başvekilimiz İsmet Paşa... Mebus ulaşılması güç huzura kavuşur gibi olmuş
arkadaşlar... Her zamanki hava... Bir aralık ama onu işine yaramayacağı bir anda,
Bozüyük Mebusu Salih Bey yanıma geldi. ölümde bulmuştu. Tersine, Rieux’nün (Riyü)
“Sana önemli bir haberim var, Âsım Bey” kapı eşiklerinde, azalan ışığın altında
dedi. Baktım gülümsüyor bi garip... “Serbest gördüğü, tüm güçleriyle sarılmış, heyecan
Fırka adıyla bir fırka kuruluyor” demesin içinde birbirine bakan başkaları eğer
mi? Şakacıdır Salih Bey... Ciddiye almadım istediklerini elde etmişlerse bunun nedeni
önce... yalnızca kendi ellerinde olan bir şey istemiş
Kemal Tahir, Yol Ayrımı olmalarıydı.
Albert Camus (Alber Kamü), Veba
......................................... .........................................
16