Page 243 - DEFTERİM TÜRK DİLİ VE EDEBİYATI 10
P. 243

Özet


                    Felâtun Bey ile Râkım Efendi: Felâtun Bey; tembel, gezmeye ve eğlenceye
                    düşkün, babasından kalan gelire güvenen, Batılılaşmayı şekilcilikten ibaret              Bilgi Havuzu
                    zanneden biridir. Râkım Efendi; fakir bir ailede büyüyen, bir yaşında yetim           Nâmık Kemal’in
                    kalan, annesi ve Fedayi adlı dadısı tarafından büyütülen, Fransızca ve Farsça         İntibah adlı
                    öğrenerek çevirmenlik ve öğretmenlik yapan biridir. Bir tercüme işinden               eseri Türk
                    eline geçen para ile Ca nan adında bir cariye satın alır, onun eğitimiyle             edebiyatında ilk
                    yakından ilgilenir. Râkım, bir arkadaşının aracılığı ile İngiliz Ziklas ailesinin     edebî roman,
                    Can ve Margrit adlarındaki kızla rına Türkçe dersi vermeye başlar. Bilgisi,           Cezmi adlı eseri
                    alçakgönüllülüğü, efendiliği ile bu ailenin dostluğunu kazanır. Ziklaslar             ilk tarihî roman
                    Râkım’ı ve Felâtun’u akşam yemeklerine davet eder. Bu davetlerde Felâtun              kabul edilir.
                    Bey tavır ve tutumlarıyla kendini küçük düşürürken Rakım Efendi bu
                    aileyle dostluğunu ilerletir. Felâtun Bey, Polini adında bir kadını sever.
                    Onun da teşvikiyle babasından kalan gelirini Beyoğlu’nda hızla tüketirken
                    Râkım’ın, uyarılarına kulak asmaz. Râkım, Canan ile nikâhlanır. Bunun
                    üzerine Râkım’a karşı derin bir sevgi duyan Can hastalanır. Mister Zik las’ın
                    yüklü bir miras ile kızını Râkım’a verme teklifini Râkım geri çevirir. Felâtun           Bilgi Havuzu
                    Bey, babasından kalan miras tükenince uzak bir yerde mutasarrıflık alarak             Karabibik, Türk
                    İstanbul’u terk etmek üzere limana gider.                                             edebiyatında
                                                                                                          ilk köy romanı
                                                                                                          kabul edilir.
                                      Nabizade Nazım (1862-1893)


                   Dil ve edebiyat sorunlarını dile getiren makalelerle yazı hayatına başlamıştır.
                   Roman, öykü, şiir ve düzyazı türlerinde eserler vermiştir.
                   Eserlerinde realizm ve natüralizm akımlarının etkisi görülür.
                   Yaptığı çevirilerle Türk okuyucusunu Batı’dan gelen edebî akım ve
                    düşünceleriyle tanıştırır.                                                               Bilgi Havuzu
                   Eserlerini sade ve doğal bir üslupla kaleme alır.                                      Sâmipaşazâde
                   Karabibik romanının konusu, Antalya’nın Beymelek köyünde (İstanbul dışında)            Sezâi’nin kaleme
                    geçer.                                                                                aldığı Sergüzeşt
                                                                                                          adlı eser
               Hikâye: Yâdigârlarım, Zavallı Kız, Bir Hâtıra, Sevda, Hâlâ Güzel, Hasba.                   romantizmden
               Roman: Zehra, Karabibik.                                                                   realizme
                                                                                                          geçişin başarılı
                                                                                                          örneklerinden
                                                                                                          biridir.
                       Özet


                  Zehra: Eser kıskançlık konusu üzerine kuruludur. Bu yönüyle Türk
                  edebiyatında psikolojik tahlillerin yapıldığı ilk roman olarak değerlendirilir.
                  Şevket Efendi, İstanbul’da Asmaaltı’nda mağaza işletmektedir. Yanında kâtip
                  olarak çalışan Suphi’yle kızı Zehra’yı evlendirir. Ancak Zehra kıskanç bir
                  kişidir. Evin hizmetçisi Sırrıcemal’i kıskanır. Suphi bu kıskançlık krizlerinden
                  bıkar ve Sırrıcemal ile evlenir. Bu durumu içine sindiremeyen Zehra, Ürani
                  adında bir kadının Suphi’yi etkilemesini sağlar. Suphi bu tuzağa düşer. Bu
                  durumu içine sindiremeyen Sırrıcemal yaşamına son verir. Suphi perişan
                  olur. Ancak Zehra kötülüklerine devam eder.



                                                                                                                        241
   238   239   240   241   242   243   244   245   246   247   248