Page 262 - DEFTERİM TÜRK DİLİ VE EDEBİYATI 10
P. 262

Sıra Sizde



         1. Etkinlik: Aşağıdaki metinleri okuyarak metne ilişkin soruların cevaplarını ilgili alanlara
            yazınız.



                 Yalnız Efe’nin âkıbetini anlatırken kendini tutamadı. Gözlerinden yaşlar boşandı. Kalbi
                 sanki ağzına gelmişti. Hıçkırıyordu. Boynunu bükerek, iri, nasırlı elleriyle gözyaşlarını silerek
                 söylediği şu sözler hâlâ kulağımda:
                 “… İşte tam o sırada Söke taraflarında gayet azgın bir Rum eşkıyası türer. Devlet bu
                 haydutlara karşı bir nizamiye taburu çıkarır. Döne dolaşa bu tabur bizim tarafa da
                 gelir. Rumların izlerini bir türlü bulamazlar. Kasabada Yalnız Efe’nin namını işitirler. Boş
                 durmamak için onu tutmağa kalkarlar. Yerli zaptiyeler kılavuzluğu kabul etmezler. Yalnız
                 Efe bunu haber alır. Bozdağı’na geçmek ister. Bir bölük asker ondan evvel davranır. Arkadan
                 dolaşır. Akkovuk’u tutar. Bir bölük asker de aşağıdan çıkmağa başlar. Yalnız Efe’yi tam
                 burada sıkıştırırlar.
                 - Teslim ol, derler. Yalnız Efe:
                 - Siz askersiniz. Benim kardeşlerimsiniz. Canınızı yakmak istemem. Savulun yoluma gideyim,
                 der. Dinlemezler. Üzerine ateş ederler. Yalnız Efe birkaç askeri elinden, kolundan, hafifçe
                 yaralar. Tekrar:
                 - Asker kardeşler! Bırakın beni sizin canınızı yakmak istemem! diye haykırır. Yine
                 dinlemezler. Akkovuk’tan gelip dar geçidi saran bölük de ateş açar. İki ateş arasında kalınca:
                 - Asker kardeşler! Benim yüzümden birbirinizi vuracaksınız! Ben gidiyorum. Ben artık
                 yokum! Ateş kesin! Yürüyün buluşun! diye haykırır.
                 Nihayet Yalnız Efe’nin sesi kesilince vuruldu sanırlar. Yavaş yavaş yürürler. Dik boyunun
                 önünü arkasını adım adım tararlar. İşte bu çamın dibinde “Yalnız Efe’nin” martiniyle geyik
                 postu seccadesinden, yeşil namaz bezinden başka bir şey bulamazlar. O vakitten beri Yalnız
                 Efe’ye rast gelen yok!
                                                                                      Ömer Seyfettin, Yalnız Efe










                                                        Yalnız Efe (Özet)
                 Kumdereli Yörük Hoca, tüm köylüler tarafından sevilen sayılan bir adamdır. Karısı vefat
                 ettikten sonra kızı Kezban ile yaşamaya başlamıştır. Eseoğlu, Yörük Hoca’nın da bulunduğu
                 köy dâhil tüm civar köyleri borca bağlayıp ödemeyenlerin toprağına el koymaktadır. Günün
                 birinde Eseoğlu, Yörük Hoca’yla karşılaşır ve ondan borç para ister. Yörük Hoca, Eseoğlu’na
                 borç parayı verir fakat aylar geçse de geri alamaz. Bunun üzerine parasını istemeye gider
                 ancak Eseoğlu’nun adamları tarafından öldürülür. Babasının öldürüldüğünü duyan Kezban
                 yıkılır. Katilin cezalandırılması için her türlü merciye başvursa da bir sonuç alamaz. Kezban,
                 intikamını almak için dağa çıkar, eşkıya olur. Herkes ona Yalnız Efe demektedir. Bir süre
                 sonra Eseoğlu’nu görür ve babasının intikamını alır. Bundan böyle hayatını haksızlıklarla
                 mücadele etmeye adamıştır.












   260
   257   258   259   260   261   262   263   264   265   266   267