Page 16 - Tarih
P. 16
9. Sınıf Tarih
Ayrıca geçmişten günümüze dünyadaki modern ordular, bu onlu teşkilatı temel alarak ordularını bu şe-
kilde düzenlemiştir. Askerî kültürün gelişmesine paralel olarak Türkler, medeniyet tarihine önemli katkılar
sağlamıştır. Bunlardan biri atı ehlileştirmesi ve savaş aracı olarak kullanması diğeri de demiri işleyerek
silahlar yapmasıdır. Türkler, atı savaş sahasında kullanarak düşmanlarına karşı hız ve manevra üstünlüğü
kazanmıştır. Bu kabiliyeti kazanmalarında geliştirdikleri üzengi, nal, gem ve eyer gibi aksesuarlar; atı ve-
rimli kullanmalarını sağlamıştır. Bunun için Türk orduları, hafif silahlı ve hareketli süvarilerden kurulmuştur.
Yayalar yani piyadeler ise yok denecek kadar azdır. Süvarilik için zaruri olan pantolon, deri kuşak ve potin
(ayakkabı) de Türklerin icadıdır.
Süvarilerden oluşan Türk ordularının başlıca silahları, ok ve yay-
dır (Görsel 4.6). Hemen hemen bütün toplumlarda görülen oku
ve yayı Türkler, koşan at üzerinde etkili bir savaş aracı olarak
kullanmışlardır.
Mete Han, tümen komutanı olduktan sonra ıslık çalan bir ok icat
etmiştir ve askerlerini bununla eğitmeye başlamıştır. Islık çalan
oku nereye atarsa askerlerin de oklarını aynı istikamete atmala-
rını emretmiştir.
Üzengi; eyerin iki yanında asılı bulunan ve ata binildiğinde ayakların
basılmasına yarayan, at üzerinde dengeli durmalarını sağlayan demir-
den alettir. Bu alet sayesinde binici, yere basar gibi dengeli bir şekilde
atın üzerinde durabilmekte, at üzerinde istediği hareketleri rahatça
yapabilmektedir. Görsel 4.6
Süvari (İllüstrasyon)
Nal, atın ayakkabısı olarak da kabul edilebilir. Tırnağına nal çakılan
atlar, nalsız atlardan daha fazla yol gidebilir. Atların ağzına demirden
yapılan “gem” takılır. Buna bağlı olan dizgin ile ata istediği gibi komut
verebilen binici “eyer” sayesinde atın üzerinde rahatça oturabilmektedir. BİLİYOR MUSUNUZ?
Türklere özgü bir savaş taktiği olan Turan taktiği, iki farklı savaş yönteminin uygulanması ile yapılan bir
savaş usulüdür. Bu taktik, sahte ricat (geri çekilme, kaçma) ve pusudan oluşur. Bu savaş usulüne, Türk
yurdunun eski adından dolayı “Turan Taktiği” veya “Hilal Taktiği” denilmiştir (Görsel 4.7).
Savaşılacak yerin arazi yapısı, bu taktiğin uygulanmasında
birinci derecede etkilidir. Bu yöntem iki tarafı uygun yüksel-
tideki tepelerle sarılı bir ovada uygulanır. Düşmanın kar-
şısında merkez, sağ ve sol kuvvetler olarak yer alan Türk
kuvvetlerinin, merkez ve merkeze yakın kanatları düşmanın
saldırısı karşısında, sanki bozulmuş da çekiliyormuş hissi
vererek geri gitmeye başlar. Buna sahte ricat da denir. Bu
arada, sağ ve sol kanatlardaki askerî birlikler yavaş yavaş
ilerleyerek savaş alanının iki yanında yer alan tepeciklerin
gerisine sarkar ve buralarda pusular kurar. Geri çekilmekte
olan Türk birlikleri düşman kuvvetlerinin gerektiği kadar
üzerlerine geldiği kanaatine vardığında aniden geri dönerler
ve şiddetli bir savaşa tutuşurlar. Bu arada savaş alanının
iki tarafındaki tepecikler ardında pusu kuran askerler de
düşmanı yanlardan ve arkadan çembere alır.
Görsel 4.7
Turan Taktiği
15