Page 15 - Felsefe 11 | 1.Ünite
P. 15
1. ÜNİTE MÖ 6. Yüzyıl-MS 2. Yüzyıl Felsefesi
PLATON VE ARİSTOTELES’İN VARLIK, BİLGİ VE DEĞER ANLAYIŞLARI
Felsefe tarihinin önde gelen filozoflarından
Platon ve Aristoteles’i çağın diğer filozoflarından
ayıran temel fark, felsefenin bütün alanlarına yöne-
lik görüşleri belli bir sistemde sunmaları ve felsefe
alanında yazılı eserler bırakmalarıdır (Görsel 1.6).
Platon ve Aristoteles, çeşitli tartışmaların ana
problemlerini tespit etmiş ve onlara yönelik tutar-
lı görüşler ileri sürmüştür. Bütüncül felsefelerinden
dolayı felsefe tarihinin ilk sistem filozofları ola-
rak nitelendirilirler.Platon, görüşleriyle idealizmin
Aristoteles de realizmin öncüsü olarak kendilerin-
den sonra gelen filozoflara ilham vermiş ve yol gös-
terici olmuştur.
Platon
Platon, yalnız MÖ 6-MS 2. yüzyıl boyunca değil
tüm zamanların en önemli filozoflarından biri olarak
kabul edilmektedir. Kimilerine göre felsefenin bütün
tartışma başlıklarını açmış, kimilerine göre ise ken-
dinden önceki düşünürlerin (özellikle Herakleitos,
Parmenides, Protagoras ve Sokrates) fikirlerini sen-
tezlemiştir. Platon’un felsefe tarihinin ilk sistemli Görsel 1.6: Platon ve Aristoteles
filozofu olması; siyasetten sanata, dinden eğitime
bütün alanlarda kendi felsefesi içinde tutarlı ve bütünlükçü görüşler ortaya koymasındandır.
Platon felsefesi üzerine çalışma yapan birçok araştırmacı, Platon’u felsefeye yönlendiren adımın
siyaset olduğunu düşünmektedir. Hocası Sokrates’e yaşadığı toplumun idam hükmünü vermesi
onu bu arayışa itmiştir.
Herkes için geçerli doğrulukla ilgili değişmez bir gerçeklik arayışına giren Platon, bütün felse-
fesinin temelini oluşturacak fikri ortaya atacaktır. Bu değişmez gerçeklik alanı, idealar dünyasıdır.
Platon’un gerçekliğe yönelik düşünceleri idealar kuramı olarak ifade edilmiştir.
Platon’un Varlık Anlayışı
Platon öncesi filozoflarda varlığa yönelik düşünceler varlığın değişimi konusunda farklılık gös-
termektedir. Platon, varlığın değişimini kabul ve reddeden düşüncelerden yola çıkarak “idealar
kuramı” olarak isimlendirilen varlık anlayışını oluşturmuştur.
Platon’a göre gerçek varlık, değişmeden kalabilen olmalıdır; aksi hâlde bilgisine ulaşılamaz.
Platon’un varlık anlayışının temelinde akılla kavranabilen, değişmeyen, kendi kendinin nedeni
olan gerçek varlıklar, idealar vardır. İdealar duyusal dünyanın dışındadır. Duyusal alana bağlı olan
varlıklar ise idealardan pay alarak var olan fenomenlerdir. Bu varlıklar, ideaların yani gerçeğin
birer kopyasıdır.
Platon’un Bilgi Anlayışı
Platon, bilgi anlayışını oluştururken varlık anlayışından yola çıkar. Gerçek varlığın yani ideanın
bilgisiyle sadece bir yansıma olan fenomenlerin bilgisini ayırmıştır. İdeaların bilgisi, idealar dünya-
sından akıl yoluyla edinilir. Akıl bu bilgiye ulaşmak için idealara, ideaların bilgisinin olduğu kendi
içine dönmelidir. Bu kendine dönüş bir tür anımsamadır. Platon’a göre ideaların bilgisi doğuştan zi-
hinde hazır bulunur. Platon, bu bilgilere episteme demektedir. Bu düşünceye ruhun ölümsüzlüğü
fikriyle ulaşır. Ruh, doğum ve ölümle idealar ve fenomenler dünyasına gidip gelmektedir. Bu gidiş
ve gelişlerde idealar dünyasında görülenler fenomenlerin ışıltısında unutulmaktadır. Platon’un bil-
gi anlayışında fenomenlere yönelik bilgiler, gerçek bilgi olarak kabul edilmez. Fenomenler, insanda
sadece sanı ve tahminler oluşturur.
25