Page 20 - Fen Lisesi Biyoloji 10 | 3.Ünite
P. 20

Biyolojik birikim, insanların ve ekosistemde yaşayan diğer canlıların yaşamlarını olumsuz yönde etki-
           ler. Özellikle çevre kirliliğine neden olan endüstriyel atıklar ve tarımsal zararlılarla mücadele etmek amacıyla
           kullanılan pestisit denilen kimyasallar, suda ve toprakta bozulmadan uzun süre kalır. Burada yaşayan bitki
           ve hayvanların vücutlarında birikerek besin zinciri yoluyla insanlara kadar ulaşır. Örneğin önemli bir böcek
           öldürücü olarak kullanılan DDT gibi bazı kimyasallar, çevreye oldukça büyük zarar verir. DDT, özellikle hava-
           dan uygulandığında popülasyonlarda, komünitelerde ve ekosistemlerde öldürücü etki yapar.
               DDT ve benzeri zehirli maddeler, canlıların vücut yağ dokuları arasında birikir. Bu maddelerin kullanı-
           mı arttıkça madde birikimi de katlanarak devam eder. DDT’nin yaygın kullanımı sonucu; çürümüş organik
           maddelerle beslenen canlı türleri dahil balık kartalı, şahin ve pelikan gibi et yiyen kuş popülasyonları belirli
           bölgelerde yok olur. DDT, kuşlarda steroit hormonlarının kimyasal olarak ayrışmasına yol açar ve bu hormon-
           ların yokluğu kuşlarda yumurta kabuğu oluşumunu engeller. Bu nedenle özellikle kuşlar, DDT zehirlenmesin-
           den çok etkilenir. Kabuğu yeterince olgunlaşmayan yumurtalar, civcivler daha yumurtadan çıkacak olgun-
           luğa erişmeden kırılıp dağılır. Bu şekilde DDT yeni neslin ortaya çıkmasını engelleyerek tüm popülasyon için
           öldürücü etki yapar. Bu biyolojik birikim, besin zincirinin en üst düzeyinde yer alan insanı da etkilemektedir.
           DDT ve bunun gibi pestisitlerin zararlı etkileri, bilimsel olarak belgelenince dünyanın çeşitli ülkelerinde ta-
           mamen yasaklanmıştır.
               1600’lü yıllarda New York Long Island (Niv York Long Aylınd) bölgesindeki belediyeler, sivrisinekle mü-
           cadele için çevredeki bataklıkları DDT ile yıllarca ilaçlamıştır. Uzmanlar, ilaç yoğunluğunu çevredeki balıklara
           ve diğer yaban hayatına doğrudan öldürücü etki yapmayacak şekilde ayarlamışlardır. Buna rağmen uygu-
           lanan bu zehirli bileşik, bitkiler tarafından alınarak bitkilerin dökülüp çürüyen yaprakları ile beslenen orga-
           nizmaların ve onlarla beslenen küçük balıkların dokularında birikim göstermiştir. Daha sonra yoğunlukları
           her bir beslenme düzeyinde artmış, besin zincirinde yer alan büyük balıklara ve oradan da balıkla beslenen
           kuşlara aktarılmıştır.







                 Sır a Siz de



            Biyolojik birikim yoluyla insan hayatını olumsuz etkileyen kimyasallara siz de birkaç örnek veriniz. Bu kimyasalların
            insan vücudunda hangi dokuları ve sistemleri etkilediğini araştırarak sınıf ortamında arkadaşlarınızla paylaşınız.






           3.1.4. Madde Döngüleri ve Sürdürülebilirlik

               Ekosistemler, fazla miktarda güneş enerjisi almasına rağmen kimyasal elementleri sınırlı miktarlarda
          bulundurur. Bu sebeple yeryüzünde canlılığın devam etmesi, kimyasal elementlerin döngüsel olarak kul-
          lanımına bağlıdır. Bir organizmanın yaşadığı sürece ve ölümünden sonra yapısında barındırdığı kompleks
          moleküller, ayrıştırıcıların faaliyeti ile daha basit bileşiklere dönüştürülerek atmosfere, suya ya da toprağa
          geri verilir. Bu ayrıştırma olayı ile bitkiler ve diğer ototrofların organik madde üretmek için kullanacakları
          inorganik maddelerin geri kazanımı sağlanmış olur. Canlıların yaşadığı tüm ortamlarda kimyasal elementler;
          çevreden canlıya, canlıdan da tekrar çevreye geçme özelliği gösterir. Biyosferdeki bu devir işlemi sırasında
          her element kendine özgü bir yol izler.
               Ekosistem, canlı ve cansız faktörleri ile bir bütündür. Bu bütün içinde canlıların yaşamlarını devam etti-
          rebilmesi için sürdürülebilir koşullar gerekmektedir. Sürdürülebilir koşulların gerçekleşmesinde ekosistem-
          deki madde döngüleri önemli bir yer alır. Üreticiler, inorganik maddeleri kullanarak organik madde meyda-
          na getirir. Birincil tüketiciler, üreticileri besin olarak kullanır. Birincil tüketicilerle ikincil tüketiciler beslenir.
          Besin zincirindeki bu akış sırasında ölü atıklar ve organik maddeler, ekosistemde ayrıştırıcılar tarafından
          parçalanarak yıkıma uğratılır. Bu canlılar, organik maddeleri inorganik maddelere çevirerek tekrar doğaya
          kazandırır. Bu sayede tabiattaki maddeler döngüsel biçimde kullanılırken ekosistemde de madde akışı ke-
          sintisiz devam eder. Madde akışının kesintisiz bir şekilde devam etmesi, ekosistemdeki sürdürülebilirliğin
          devamı için gereklidir. Çünkü ekosistemde madde döngüsü olmasaydı yeryüzündeki doğal kaynaklar kulla-
          nılıp tüketilirdi. Azot, karbon ve su döngüleri doğada gerçekleşen önemli madde döngülerine örnektir.


            112
   15   16   17   18   19   20   21   22   23   24   25