Page 3 - Fen Lisesi Kimya 9 | 2. Ünite
P. 3
ATOM VE PERİYODİK SİSTEM
Thomson Atom Modeli (1902)
1900’lü yılların başında, atomların iki özelliği açıkça belli olmuştu:
Atomlar elektronlar içeriyordu ve elektriksel olarak nötrdü, yani yüksüz-
dü. Elektriksel açıdan yüksüz olabilmesi için bir atomda eşit sayıda artı
ve eksi yük bulunmalıydı. Joseph John Thomson (Cozıf Con Tamsın),
1897’de katot ışınları ile yaptığı deneyler sonucunda bazı ipuçlarına ulaş-
mış ve Dalton modelinin eksiklerini tamamlamıştır. Bu bilgilere dayanarak
J. J. Thomson; atomu, içinde gömülmüş hâlde elektronlar bulunan artı
yüklü bir küre olarak öneriyordu. Thomson’un bu “üzümlü kek” benzeri
atom modeli uzun yıllar atom kuramı olarak kabul gördü (Şekil 2.2).
Thomson atom modeline göre
−10
■ Atomlar, yaklaşık çapı 10 m olan içi dolu, nötr kürelerdir.
■ Küre içerisinde artı ve eksi yüklü tanecikler homojen dağılmıştır. Elekt-
ronlar küre içerisinde kararlı bir elektrostatik düzen oluşturacak şekilde
dağılmışlardır. Bu dağılım üzümlü kek modeli olarak bilinir.
■ Atomlarda pozitif yüklere eşit sayıda negatif yük bulunur. Bundan dolayı
atomlar yüksüzdür. Şekil 2.2 Thomson atom modeli
■ Elektronların kütlesi atomun kütlesi yanında ihmal edilecek kadar kü-
çüktür. Atomun kütlesinin büyük bir kısmını pozitif yükler oluşturur.
Bu model “üzümlü kek”e
Thomson’un yapmış olduğu çalışmalar sonucunda atomda artı yükler
benzer. Elektronlar homo-
kadar eksi yüklerin olduğu ve atomda bu yüklerin homojen dağıldığı
jen olarak pozitif yüklü küre
fikri ortaya çıkmıştır. Gerçekte durum bu şekilde miydi? Öğrencisi Er-
içerisinde gömülmüş gibidir.
nest Rutherford yaptığı deneylerle bu dağılımın böyle olmadığını gös-
termiştir.
Rutherford Atom Modeli (1911)
1910’da Ernest Rutherford (Örnist Radırfort), (Resim 2.1) alfa tanecik-
lerini kullanarak atomun yapısını inceledi. Radyoaktif bir kaynaktan çıkan
alfa taneciklerinin çok ince altın ve diğer metal yapraklardan saçılmasını
gözlemledi. Deneylerinde alfa taneciklerinin çoğunun metal yaprakların
içinden sapmadan ya da çok az sapma yaparak geçtiğini gördü. Ancak
zaman zaman bazı alfa taneciklerinin büyük bir açı ile sapma yaptığını
da fark etti. Bu ışınları flüoresan boya (ZnS: çinko sülfür) sürülmüş ekran
üzerinde ışık parıldamalarıyla gözlemledi. Bu ışınların çoğunun levha-
yı geçtiğini pek azının büyük açılarla saptığını pek azının da kaynağa
geri döndüğünü gördü. Bu deneyin sonuçlarını açıklayabilmek amacıyla,
Rutherford atomun yapısı için yeni bir model oluşturdu.
Rutherford atom modeline göre
■ Bir atomun kütlesinin çok büyük bir kısmı ve pozitif yükün tümü, çekir-
dek denen çok küçük bir bölgede yoğunlaşır. Atomun büyük bir kısmı
boş bir uzay parçasıdır.
■ Pozitif yükün büyüklüğü atomdan atoma değişir ve elementin atom küt-
lesinin yaklaşık yarısıdır. Resim 2.1: Ernest Rutherford
■ Çekirdeğin dışında, çekirdek yüküne eşit sayıda elektron bulunur. Ato- (Temsilî)
mun kendisi elektrik yükü bakımından nötrdür.
60 61