Page 18 - Türk Dili ve Edebiyatı 10 | Kazanım Kavrama Etkinlikleri
P. 18

Ortaöğretim Genel Müdürlüğü                         TÜRK DİLİ VE EDEBİYATI 10            3



               Karagöz: Lambaya kırmızı elektrik geldi demektir.
               Hacivat: Allah müstahakkını versin, yine saçmalamaya başladın! Efendim hiç unutma, kırmızı ışık
               “Dur!” demektir.
               Karagöz: Şey, ben orada durup beklersem iş aramak için geç kalırım.

               Hacivat: Canım trafik işaretlerine aldırmayıp bir kazaya uğramak daha mı iyi? Zaten bekleyeceğin
               birkaç dakika… Sonra sarı ışık yanar. Bu ne demektir?

               Karagöz: Ayakta dura dura yoruldunsa kaldırımın kenarına otur demektir.
               Hacivat: Hah hah hah, hiç güleceğim yoktu. Karagöz’üm sarı ışık, durmaya veya geçmeye hazır ol
               demektir.
               Karagöz: Sağ olasın Hacı Cavcav! Bu öğrendiklerimi akşam hanıma da, çocuklara da anlatırım.
               Hacivat: İyi yaparsın… Derken yeşil yandı. Şimdi ne yapacağız?

               Karagöz: Yeşil ışık yandı diye sevinçten yerlere yatacağız.
               Hacivat: Canım şakayı bırak! Yeşil ışık “Geç” demektir. Karşıya geçeriz.
               Karagöz: Şimdi anladım Hacı Cavcav!

               Hacivat: Aferin Karagöz’üm demek ki karşıya geçmek için neyi bekleyeceksin?
               Karagöz: Trafik polisinin yeşil yanmasını bekleyeceğim.

               Hacivat: Bu saçma cevapları nereden buluyorsun anlamıyorum. Polis yeşil yanar mı? Polis düdük
               çalar el ve kol işaretleri yapar.

               Karagöz: Köftehor, öyle söylesene! (…)
               (…)
               Hacivat: Bir de trafik işaret levhaları, yani yazı ve resimleri vardır. Fakat sen okuma yazma bilmedi-
               ğin için tabi bunlardan bir şey anlayamazsın!
               Karagöz: Galiba sen beni kandırıyorsun?...

               Hacivat: Canım neden kandırayım, senin işine yarayacak bilgileri verdim.
               Karagöz: İyi ama bizim sokaktan caddeye çıkınca karşıya geçmek için ne polis var ne kırmızılı yeşilli
               lamba var. Söylediğin gibi resim falan da yok…
               Hacivat: Aferin Karagöz’üm, doğru söylüyorsun! Trafik polisi en işlek caddelerde ve en kalabalık
               saatlerde durur. Bazı yerlerde ise yalnız trafik lambaları vardır. İşlek ve kalabalık olmayan yerlerde
               ise polis ve lambalar da bulunmaz… O zaman ne yapacağız?...

               Karagöz: Karşıya geçmekten vazgeçip eve döneceğiz…
               Hacivat: Öyle şey olur mu? Tabi yine karşıya geçeceğiz. Fakat yolun iki yanına bakıp araçların geç-
               mediği zamanı bekleyeceğiz.
               Karagöz: Öyleyse ben de yanıma sandalye alırım.
               Hacivat: Sandalye de ne olacak?

               Karagöz: Polisin, ışıklı lambaların, bir de işaretlerin olmadığı bizimki gibi caddelerde karşıya geç-
               mek için araçların geçmediği zamanı bekleyecek değil miyim?

               Hacivat: Aferin Karagöz’üm, aynen öyle!...
               Karagöz: İyi ya, bizim sokağı caddesinde araçların geçmediği zaman olmuyor ki sandalyesiz bekleyeyim.



                                                                                                    17
   13   14   15   16   17   18   19   20   21   22   23