Page 22 - Türk Dili ve Edebiyatı 11 | Kazanım Kavrama Etkinlikleri
P. 22

Ortaöğretim Genel Müdürlüğü                         TÜRK DİLİ VE EDEBİYATI 11            4



              dırdığı yeni ruhî cereyanı takip ederek, soramadığım suallere cevap veriyordu:
                  - Çare yok... Bu fistüllerden ikisi yenidir. Kürtaj lâzım... Hatta sonra alçı bile lâzım... Artık
              mafsalı da feda edeceğiz... “Ankylose” olmadıkça bu dizi kurtaramayız... İltihap şiddetli... İhmal et-
              memelisin. Çare yok. Bu bacak kısalacak ve yere basamayacak. Ne yaparsın? Böyle çekmek iyi mi?
                  Yüzüme baktı, başımı önüme eğerek gözlerimi sakladım. Bu, kederimin son derecesini ancak
              benim bileceğim bir sır halinde bırakmak için, galiba nafile bir hareket oldu. Operatör, ihmalin davet
              edeceği fena neticelere dair telkininde devam ediyordu. Gene sordu:
                  - İyi mi böyle çekmek? Cevap vermedim. O kadar fena olmuştum ki, dizimin sarılması bittiği
              halde kımıldayamıyordum. Giyinmeme yardım ettiler ve kollarımdan tutarak beni ayağa kaldırdılar.
                                                                                  Hastahane Bahçeleri
                                            İçimde garip bir karıncalanma halinde bir takım iniltiler, mırıltılar,
                  (…)
                  Caddeye doğru çıkarken kendime doğru gitmeye başlıyorum, felâketimi mücessem bir şekilde
              değil, büyük teessürlerimde olduğu gibi müphem birtakım hayaller ve remizler halinde hissediyor-
              dum; ameliyat olacağımı, sakat kalacağımı düşünmüyor, içimde garip bir karıncalanma halinde bir-
              takım iniltiler, mırıltılar, şekilsiz gölgeler seziyordum.
                  Caddeye çıkınca da bu devam etti, fakat hayatın gözlerimi çeken birçok hareketleri beni daha
              hakikî olmaya sevketti. Ne yapacağımı düşünmeye mecbur oldum.
                  İşim yoktu, eve gitmeliydim, tramvaya doğru yürüdüm. Şehrin gürültüleri de benim aksi istika-
              metime doğru yürüyerek uzaklaşıyorlardı ve sesler, uzaklarda, sallanıyorlar, sallanıyorlar ve koparak,
              parçalanarak, şehrin derinliklerine yuvarlanıyorlardı.

                                                   Safa, P. (2000). Dokuzuncu Hariciye Koğuşu. İstanbul: Ötüken. s. 5-17.
              Kelime Dağarcığı
              ankylose: İki kemiğin birbirine kaynaşması. dehliz: Üstü kapalı, dar ve uzun geçit. fistül: Akıntı. ifrazat: Vücuttan çıkan
              kan, irin, ter vb. şeyler, salgılar. kordiyal: Kalp ilacı. mustatil: Dikdörtgen. muvazene: Denge. mücessem: Cisim durumun-
              da olan. pelerin: Omuzlardan aşağı dökülen, geniş, kolsuz bir tür üstlük. süpürasyon: İltihap oluşma durumu. şahnişin:
              Türk mimarisinde odanın karşı ön cephesinde yer alan üç yanı pencereli çıkma. ufunet: Pis koku.


             1.  Romandan alınan bölümdeki temel çatışmayı belirleyiniz. Çatışmayı belirlerken nelerin etkili oldu-
                ğunu yazınız.














             2.  Çatışmayı yansıtan kelimeleri belirleyecek olsanız bu kelimeler hangileri olurdu?

















                                                                                                    21
   17   18   19   20   21   22   23   24   25   26   27