Page 23 - 3 ADIM AYT TÜRK DİLİ VE EDEBİYATI
P. 23
TÜRK DİLİ VE EDEBİYATI
Giriş 3 TEST
1. Dostoyevski’nin hakikate ulaşması için gönlünde sava- 4. Felsefenin “ne olduğu” geçmişten günümüze tartışıla-
şıp duran karşıtlıkları birleştirmesi, yani yaradılışlarında gelmiştir. Ancak onun ne olduğu çerçevesindeki tanım
görülen ve hem kendisini hem de kahramanlarını tehdit denemeleri filozoftan filozofa, dönemden döneme de-
eden karşıtlıkları bağdaştırması gerekiyordu. Nitekim ğiştiği için felsefenin ne olduğunu kavrayabilmek, onun
Dostoyevski, şair ve kurtarıcı rolü oynamayı da bu amaç ve muhtevasını saptayabilmek için yapılması
anlayış içinde kabul etmiş ve öz benliğine karşı duy- gereken şey, felsefeye ilişkin bir tanım denemesinde
duğu sevgiyi sınırlamak konusunda çaba göstermiştir. bulunmaktansa felsefeyi felsefe yapan tavır, tutum ya
Kahramanlarının hepsini, özseverliklerini, gösterişe da düşünme tarzına dikkat çekmektir. Felsefi düşünce;
düşkünlüklerini körükleyerek hayatın en son sınırlarına araştırmaya, sorgulamaya ve eleştirel bir tavra dayanan
kadar sürmüş ve üzerine en büyük kötülükleri yağdıra- bir düşüncedir. Nakilci ve ezberci yaklaşımların aksine
rak insan tabiatının sınırları içine yeniden döndürmüş- merak etme, sorgulama, araştırma, anlama, problemle-
tür. Bu açıdan o, kahramanlarını ---- açıdan en umutsuz ri çok boyutlu olarak görebilme esasına dayanan felsefi
noktalarına kadar yansıtmaktan kaçınmamıştır. tavır, sorular soran ve kritik eden bir zihnin tavrıdır.
Bu parçada boş bırakılan yere aşağıdakilerden han- Bu parçadan hareketle aşağıdakilerden hangisinde
gisi getirilmelidir? felsefi bir tavır söz konusudur?
A) felsefi A) Ahmet Hâşim’in, çocukluk günlerine ve annesine
duyduğu özlemi gözler önüne sermesi
B) sosyolojik
B) Orhan Veli’nin; sıradan insanın günlük sıkıntılarını,
C) antropolojik
üzüntülerini, sevinçlerini yansıtması
D) psikolojik
C) Abdülhak Hâmit’in; hayat, kader ve insan iradesinin
E) tarihî anlamı üzerine eğilmeye çalışması
D) Halit Ziya’nın; hayatları kırılan, bozulan ve sarsılan
2. (I) Güzel sanatların en önemli dallarından biri olan ede- fertlerin hayal kırıklıkarına odaklanması
biyat; psikoloji, sosyoloji, tarih gibi alanlarla olduğu kadar E) Zeki Ömer Defne’nin; vatan coğrafyasının farklı gü-
felsefeyle de etkileşim içerisindedir. (II) Edebî ve felsefi zelliklerini pastoral biçimde ele alması
eserlerde ne anlatıldığından daha çok nasıl anlatıldığı
önemlidir. (III) Edebiyat hedefine doğru ilerlerken düşün-
ceden çok duygu ve sezgileri ön plana alır, felsefede ise
düşünce öncelik taşır. (IV) Edebiyatın amacı okuyucuda
5. Divanü Lugâti’t-Türk ve Terceman gibi ilk devirlerde ya-
güzellik duygusu uyandırmak, felsefenin amacı ise var-
zılmış lügatlerden sonra Türkçe kelimeleri esas alan ilk
lık, evren, doğa, bilgi gibi konularda sistematik bir dü-
Türkçe sözlüktür. 1725-1732 yılları arasında hazırlanıp
şünce ortaya koymaktır. (V) Edebî eserlerde imgelerle
Sultan I. Mahmud’a sunulan eser 1795’te, 851 büyük
kurulmuş kapalı bir anlatım kullanılabilir, felsefede ise
sayfa hâlinde İstanbul’da basılmıştır. Sözlüğe madde
genellikle dil ve anlatım olabildiğince açık ve açıklayıcı-
başı olarak sadece Türkçe veya Türkçeleşmiş kelimeler
dır.
alınmıştır. İlk bakışta Türkçeden Arapça ve Farsçaya
Bu parçada numaralanmış cümlelerin hangisinde bir sözlük gibi görünmekteyse de madde başı olan ke-
bir bilgi yanlışı vardır? limelerin yer yer Türkçe açıklamalarının da yapılmış ol-
ması esere aynı zamanda Türkçeden Türkçeye sözlük
A) I B) II C) III D) IV E) V niteliğini kazandırmaktadır. Mehmed Esad Efendi eseri
hazırlarken kendinden önceki müelliflerden ayrı bir yol
tutarak gerek Arapça ve Farsça gerekse Türkçe kelime-
leri telaffuza dayalı bir imla ile yazmıştır.
3. Aşağıdakilerden hangisi edebiyat ile psikoloji ara- Bu parçada sözü edilen eser aşağıdakilerden han-
sındaki ilişkiyi açıklamaz? gisidir?
A) Metin-okur ilişkisi A) Kamus-ı Türki
B) Metin-yazar ilişkisi
B) Lehçe-i Osmanî
C) Metnin biçim özellikleri
C) Müntahabat-ı Türkiyye
D) Metnin kahramanları D) Lehcetü’l-Lugat
E) Metindeki diyaloglar E) Şecere-i Türkî
23
23