Page 250 - 3 ADIM AYT TÜRK DİLİ VE EDEBİYATI
P. 250
TÜRK DİLİ VE EDEBİYATI Hikâye 4. TEST - C
5. I. Hasan Çavuş, oturduğu yerden kalktı, yüksek sesle 7. Sabahtan beri yürüyorduk. Düşe kalka geçtiğimiz sarp
kararını açıkladı. keçi yolları bazen sel yarıntıları içinde kayboluyor, ba-
II. O şehirde, aradığı mutluluğu bir daha bulamayaca- zen sık fundalıklardan ayrılarak dibinde sivri sivri, çam
ğını biliyordu. tepeleri görünen karanlık çukurlara sapıyordu. Ayı avı-
na gidiyordum. Kılavuzum Kumdere köyünün en namlı
III. Sakin durmaya çalışarak problemi çözmenin yolları-
nı aradı. nişancılarındandı. Beraber tırmanacağımız yüksek or-
manlı dağların daha çok uzağındaydık. Vakit vakit ince
IV. Kimin ona yardım edeceğine bir an için bile düşün- bir yağmur sepeliyordu. Güneş yoktu. Nihayetsiz mor
meden karar verdi.
bir kubbeyi andıran dumanlı gökten fâniliğin geçmiş sa-
V. Kızının okuduğu romanları hevesle çözümleyişini atlerini hatırlatır gamlı guguk sesleri aksediyordu. Artık
uzun yıllar unutamadı.
iyice yorulmuştum. Omzumdaki martin gittikçe ağırlaşı-
Numaralanmış cümlelerin hangisinde diğerlerinden yordu.
farklı bir bakış açısı vardır?
Bu parçanın anlatımı için aşağıdakilerden hangisi
A) I B) II C) III D) IV E) V
söylenemez?
A) Öyküleyici anlatıma başvurulmuştur.
B) Betimleyici anlatıma yer verilmiştir.
C) Hâkim bakış açısı kullanılmıştır.
D) Olaylar, birinci tekil kişi ağzından aktarılmıştır.
E) Olaylar kronolojik zaman sıralamasıyla anlatılmıştır.
6. Herhangi bir olayın yer, zaman ve kişi kavramlarıyla bir-
likte verilmesine öyküleyici anlatım denir.
Bu bilgiye göre aşağıdakilerin hangisinde öyküleyi-
ci anlatımdan söz edilemez?
A) Eski evinde nesi var nesi yoksa, resimler, eskiz-
ler, tuvaller, paletler, boyalar hemen o akşam yeni,
muhteşem dairesine taşındı. Resimlerinden güzel
bulduklarını en görünür yerlere astı.
B) Çıkını yolda bir yerlere sokuşturuvermeyi düşünü-
yordu. Ya bir kapının ardına atıverecek ya da bir
köşebaşında cebinden düşürmüş gibi yapıp yan so- 8. Kan kırmızı yuvarlak bir külçe, dağların üstüne doğru
kağa sapıverecekti. ama şans işte, tanıdığı birine yavaş yavaş inmeye başlar; yekpare, geniş bir billur
rastladı. parçası hâline giren ufuktan misli görülmemiş bir renk
ve ışık yağmuru boşanır ve bütün gün, derme çatma
C) Yüreği üzüntüden paramparça, yana yana sonuna binaları, ıssız caddeleri, yetim anıtları, bodur akasya
gelmiş mumun karşısında kımıltısız oturuyordu. ağaçlarıyla, çiğ bir aydınlık içinde uyumuş kalmış çıplak
Saat gece yarısını çoktan geçmiş, kulenin saati ya- şehrin çelimsiz gövdesi, birdenbire en halis erguvanlara
rımı vurmuştu ama o kımıltısız, uykusuz, hiçbir şey bürünmüş olarak silkinip doğrulur.
yapmadan oturuyordu.
D) Gümüş gibi parlayan bu güzel kaşağının dişlerine Bu parçadaki betimlemede aşağıdaki duyulardan
baktım. Çok keskin, çok sivriydi. Biraz köreltmek hangisine ağırlık verilmiştir?
için duvarın taşlarına sürtmeye başladım. Dişleri
A) Görme
bozulunca yeniden denedim.
B) İşitme
E) Pek çok filozofun, aynı zamanda, edebî bir tarzı kul-
C) Koklama
landıklarını görürüz. İlk Çağ filozoflarından bazıları,
görüşlerini şiirlerle dile getirmişlerdir. D) Tatma
E) Dokunma
250 PB