Page 136 - Dört Dörtlük Konu Pekiştirme Testi - TYT FELSEFE
P. 136
FELSEFE Siyaset Felsefesi 4. TEST - B
5. Siyaset bilimi, toplum bilimlerinin bir dalı olarak, top- 7. J. S. Mill'e göre, “Halkın, ister bizzat isterse de hükü-
lumsal yapıda ortaya çıkan siyasi olguları, siyasi te- metleri aracılığıyla düşünce özgürlüğünü yok etmek
orileri ve uygulamaları, siyasi sistemleri ve toplumsal adına zor kullanmasının hiçbir haklı gerekçesi olamaz.
siyasi davranışları bilimsel yöntemle inceleyen, de- Çünkü ...zorun kendisi gayrimeşrudur. Buna en iyi hü-
ğerlendiren ve açıklayan çalışmalar yapar. Toplumsal kümetin de en fena hükümetten daha fazla bir hakkı
yaşamdaki gerçekliği açıklamayı amaçlar. Siyaset fel- yoktur... Şayet bir teki müstesna bütün insanlar aynı
sefesi ise gerçeklikten hareketle ideal olanı ve erdem- fikirde olsalar ve yalnız bir kişi muhtelif fikirde olsa, na-
li bir toplumsal yaşamın olanaklarını araştıran etikle sıl bu şahsın, elinde kuvvet olsa, insanları susturma-
bağlantılı bir felsefe dalıdır. ya hakkı yoksa, insanların da bu tek kişiyi susturmaya
daha fazla hakları yoktur.”
Parçaya göre siyaset felsefesi hangi özelliğiyle si-
yaset biliminden ayrılmaktadır? Parçaya göre aşağıdaki seçeneklerden hangisi J. S.
Mill'in özgürlükle ilgili görüşünü ifade etmez?
A) Siyasi olgu ve olayları incelemesi
A) Kendi iyilikleri için başkalarının zoruna maruz kal-
B) Siyasi kuramları irdelemesi
mamalarıdır.
C) Varolan siyasi yapıları incelemesi
B) Kendi iradeleriyle seçtikleri yaşam tarzlarını sürdür-
D) Toplumsal yaşamdaki gerçekliği amaçlaması meleridir.
E) Olması gerekene yönelik açıklama yapması C) Başkalarına zarar vermedikleri sürece istediklerini
yapmalarıdır.
D) Toplumun yararına uygun davranmaları için sınır-
landırılmalarıdır.
E) Düşünce ve ifade özgürlüğünü kullanmalarıdır.
8. Günümüz modern devlet anlayışı, Orta Çağ sonları ve
Yeni Çağ başlarında ortaya çıkan siyasal iktidar yapı-
6. Toplum hayatında ve özellikle hukuk düzeninde hak,
sıyla şekillenmiştir. Bu siyasal iktidar yapısının ayırt
borç veya ödev arasında çok ince bir karşılık ilişkisinin
edici yanı, egemenlik ve meşruiyet anlayışından gelir.
bulunduğu görülür. Hukuk düzeninin belirli bir kişi için
Bundan önceki dönemlerde iktidarın Tanrı’dan kaynak-
tanıdığı hak başka bir kişi için hukuki yükümlülük (borç
landığına inanılırdı. Devletin meşruiyeti de dini, mito-
veya ödev) doğurur. İnsanın bir hakka sahip olması,
lojik ya da geleneksel kaynaklara dayanırdı. Modern
başkalarının da aynı haklara sahip olması demektir.
devlet anlayışında ise iktidarın kaynağı ve meşruiyeti
İnsan haklarını kabul eden, yani eşitlikçi bir toplumda,
toplumda aranmaktadır. Bu dönemin önemli düşünürle-
haklar bakımından insanlar arasında ayrıcalık gözetile-
ri olan N. Machiavelli, J. Bodin ve T. Hobbes'un düşün-
mez. Şu hâlde, her hak, kendisiyle birlikte bir ödev ge-
celerinde siyasal iktidarı ve devleti laik ve dünyevi bir
tirir. Bu ödev, başkalarının aynı hakka saygı gösterme
yapıya dönüştürdükleri, meşruiyeti de akılsal bir temele
ödevidir. Herkesin hak sahibi olduğu, fakat hiç kimsenin
oturttukları görülmektedir.
ödevi olmadığı toplumlarda karşılıklı haklar ve saygı ye-
rine tam bir anarşi hakim olacaktır. Parçaya göre modern devlet anlayışında aşağıdaki-
lerden hangisinin bulunması beklenemez?
Parçadan aşağıdakilerden hangisine ulaşılamaz?
A) Egemenliğin toplumda aranması
A) Hukuk düzeni hak tanıyarak yükümlülük de yaratır.
B) Devletin dinsel unsurlardan bağımsız olması
B) Hak sahibi olmak irade gücüne bağlıdır.
C) İktidarın rasyonel bir temele dayanması
C) Haklar bakımından herkes aynıdır.
D) İktidarın Tanrı’dan kaynaklanması
D) Haklara sahip olmak başkalarını da kapsar.
E) Siyasal iktidarın sınırlanması
E) Haklar ve ödevler karşılıklı hak ve saygıyı sağlar.
134 PB