Page 44 - Biyoloji 10 | 3.Ünite
P. 44
2 GÜNCEL ÇEVRE SORUNLARI VE İNSAN GÜNCEL ÇEVRE SORUNLARI VE İNSAN
BÖLÜM
Biyolojik Çeşitliliğin Azalması
Habitatların azalması, ötrofikasyon, türlerin aşırı kullanımı ve yeni türlerin ekosisteme katılması bi-
yolojik çeşitliliğin azalmasında etkili olan faktörlerdir. Hava kirliliği, su kirliliği, toprak kirliliği, radyoaktif
kirlilik, ses kirliliği, asit yağmurları, küresel iklim değişikliği, erozyon, doğal hayat alanlarının tahribi ve
orman yangınlarının birer çevresel sorun olmalarının en önemli etkisi, değişen ortama uyum sağlaya-
mayan canlı türlerinin yok olmasına sebep olmalarıdır. Çevre sorunları yaşam ortamlarını değiştirerek
canlıları “yok olma tehlikesi” ile karşı karşıya bırakır. Bir türün ortadan kalkması ekosistemdeki ekolojik
dengelerin bozulması anlamına gelir. Çünkü ekosistemlerdeki madde ve enerji akışında canlılar ara-
sında hiyerarşik bir ilişki vardır. Beslenme ilişkileri sayesinde besin zincirleri kurulmakta ve besin ağları
oluşmaktadır.
Ekosistemde besin zincirinde yer alan bir canlı türünün ortadan kalkması onunla beslenme
ilişkisi olan diğer canlı türlerinin de zarar görmesine neden olur. Toprak kirliliği, asit yağmurları, erozyon
ya da orman yangınları gibi sebeplerle bazı bitki çeşitlerinin yok olması, birçok otçul canlının besin kay-
naklarının ortadan kalkmasına ve sayılarının azalmasına neden olur. Otçullarla beslenen etçillerde
mevcut durumdan zarar görerek sayıları azalır.
Ekosistemlerde türlerin yok olması biyolojik çeşitliliğin azalmasına yol açar fakat biyolojik çeşitlilik
yalnız tür çeşitliliği demek değildir. Biyolojik çeşitlilik tür çeşitliliğinden başka; genetik çeşitliliği, ekosis-
tem çeşitliliği ve ekolojik niş çeşitliliğini içine alan çok geniş bir kavramdır. Biyolojik çeşitliliğin azalma-
sıyla canlıların beslenme ilişkileri, madde döngülerinin sürdürülebilirliği, doğal kaynakların kullanımı ve
yenilenebilirliliği de zarar görür.
3.2.2. ÇEVRE SORUNLARININ ORTAYA ÇIKMASINDA İNSANIN ROLÜ
İnsan faaliyetleri ekosistemdeki enerji akışını ve madde döngülerini değiştirebilir. İnsan kaynaklı de-
ğişiklikler sonucu ekosistemlerin gördüğü zarar ve kendini yenileme için gerekli şartlar değişik yöntem-
lerle hesaplanır. Bu hesaplamalardan çıkan veriler, ekolojik dengenin korunması için gelecekte nasıl bir
yol izlenmesi gerektiği hakkında önemli bilgiler sunar. İnsan kaynaklı değişikliklerin hesaplanmasında
ekolojik ayak izi, su ayak izi ve karbon ayak izi ölçütleri incelenecektir.
Ekolojik Ayak İzi
İnsanın ekosistemdeki rolünü gösterecek önemli bir kriter ekolojik ayak izidir. Bir kişi ya da topluluk
için kullanılan kaynakların üretilmesi ve oluşan atığın giderilmesi için gereken coğrafi alana ekolojik
ayak izi denir. Bu alana altyapı ile atık karbondioksitin (CO ) emilimini sağlayacak bitki örtüsü için
2
gerekli alanlar da dâhildir. Bir coğrafi bölgenin yenilenebilir doğal kaynakları üretme gücüne biyolojik
kapasite denir.
Bir yerin biyolojik kapasitesi ekolojik ayak izine göre yüksek ise o bölgenin ekolojik olarak kendini
yenileme kapasitesi de yüksektir. Türkiye’de ve birçok ülkede ekolojik ayak izi, biyolojik kapasiteyi aşmış
durumdadır. Bu durum ülkeleri dünyanın diğer bölgelerindeki tatlı su kaynaklarına, ormanlarına ve tarım
alanlarına bağımlı hâle getirmektedir. 2007 yılında küresel ölçekteki tüketimin ekolojik ayak izinin kişi
başına 2,7 kha (küresel hektar) olduğu belirlenmiştir. Aynı yıl toplam biyolojik kapasite kişi başına 1,8 kha
BİYOLOJİ 10 178