Page 13 - Biyoloji 12 | 2.Ünite
P. 13
Fotosentez sırasında görünür ışığı emen ve renk veren maddelere
pigment denir. Farklı pigmentler, farklı dalga boylarındaki ışığı soğu-
EK BİLGİ
rur. Soğurulamayan ışıklar ya yansıtılır ya da geçirilir. Kloroplastta bu- Bir nanometre (nm), bir metrenin
-9
lunan pigmentler; en çok mor ve kırmızı dalga boylu ışığı soğurur, yeşil milyarda biri kadardır (1nm = 10
dalga boylu ışığın çok az bir kısmını emer, diğer kısmını ya yansıtır ya m). 380 nm’den kısa dalga boylu
da geçirir. Klorofilin soğurduğu ışıklar, fotosentezde kullanılır. Yaprak- ışıklara mor ötesi, 750 nm dalga
lar, klorofilin yansıttığı ya da geçirdiği yeşil dalga boylu ışık yüzünden boyundan daha uzun olan ışıklara
kızıl ötesi denir. İnsan gözü, mor
yeşil renkte görülür.
ve kızıl ötesi ışıkları göremez.
Fotosentezde en önemli role sahip pigment, klorofil molekülüdür. Bu
molekül; ışık enerjisini emer, yapısındaki elektronlar ile ışık enerjisini
ETS elemanlarına aktarır ve ışık enerjisinin kimyasal enerjiye dönüşü-
münü sağlar. Klorofilin yapısında; karbon (C), hidrojen (H), oksijen (O),
azot (N) ve magnezyum (Mg) atomları bulunur.
Bitkilerde klorofilden başka pigment molekülleri de bulunur. Bunlardan
bazıları, çiçek ve meyvelere renk veren karotenoitlerdir. Turuncu renkli
karoten, sarı renkli ksantofil ve kırmızı renkli likopen pigmentleri bu
EK BİLGİ
gruba örnektir. Bitkilerde plastitlerin içinde bulunan, sarı, turuncu ve
Fe (Demir), klorofilin yapısına ka-
kırmızı renk veren bu pigmentlere karotenoitler denir.
tılmadığı hâlde klorofil sentezi için
Karotenoitler, klorofilin soğurduğu ışıktan farklı dalga boyundaki ışık- gerekli bir mineraldir. Demir, kloro-
ları soğurarak klorofile aktarır. Bazı karotenoitler, fazla ışığı emerek fil sentezinde görev alan enzimin
klorofil molekülünün zarar görmesine engel olur. Fotosentez hızı ile yapısına kofaktör olarak katılır.
görünür ışık spektrumu arasındaki ilişki, 1883 yılında Theodore Engel- Bu nedenle demir açısından fakir
mann (Teodor Engılmın) tarafından yapılan bir deneyle gösterilmiştir. topraklarda yetişen bitkiler, yeterli
miktarda klorofil sentezleyeme-
Engelmann, ipliksi alg kullanarak yaptığı deneyde algin farklı kısımları- dikleri için bu bitkilerin fotosentez
nın farklı dalga boyunda ışığa maruz kalmasını sağlamıştır. Algin han- hızları ve buna bağlı olarak
gi kısımda daha çok fotosentez yaparak oksijen çıkardığını saptamak gelişimleri de yavaş olur.
için oksijenli solunum yapan bakteriler kullanmıştır. Algin mor, mavi ve
kırmızı dalga boylu ışığın düştüğü bölgelerinde bakterilerin daha çok
kümeleştiğini görmüştür.
Engelmann yaptığı bu deneyle; klorofilin en çok mor, mavi ve kırmızı
dalga boylu ışığı soğurduğunu ve fotosentezin bu ışıkların düştüğü kı-
sımlarda daha hızlı gerçekleştiğini ispatlamıştır (Görsel 2.8).
Oksijenli solunum yapan bakteriler
İpliksi alg
Görsel 2.8: Engelmann deneyi
CANLILARDA 89
ENERJİ DÖNÜŞÜMLERİ