Page 30 - Felsefe 10 | 3.Ünite
P. 30

3. ÜNİTE





               3.4.1. AHLAK FELSEFESİNİN KONUSU VE PROBLEMLERİ

                  İnsan, tek başına değil doğa ve toplumla birlikte var olan ve yaşayan varlıktır. “Topluluk ve doğayla
               olan ilişkiler nasıl olmalıdır?” sorusu, öncelikle ahlaki bir sorudur. Ahlak, genel olarak insanın bir başka
               insana, gruba veya canlı ve cansız varlıklara yönelik eylemlerinden ve doğayla olan ilişkilerinden orta-
               ya çıkan, bu ilişkileri düzenlemek amacıyla geliştirilen ilke ve kuralları ifade eder. İnsan veya başka bir
               varlığa yönelik her tür düzenleme, ahlaki boyut taşımaktadır. Hukuk ve din kuralları ahlaki bir kaygı ta-
               şımakta; huzur, mutluluk ve iyilik sağlama kaygısı içermektedir. Örneğin yalan söylemek, can veya mala
               zarar vermek; ahlaken, hukuken ve dinen doğru kabul edilmeyen davranış biçimleridir.
                  Tüm toplumlarda ahlak kuralları mevcuttur. Geçmişten günümüze ahlak sistemi olmayan herhangi
               bir toplumdan söz edilemez; daha doğrusu aralarındaki ilişkiyi düzenleyen ilke ve kuralları geliştirmek-
               sizin, iyilik ve güzellik anlayışı olmaksızın bir toplum oluşamaz.
                  Etik, felsefenin ahlakla ilgilenen ve ahlaki ilkeler üzerine düşünceler yürüten dalıdır. Ahlaki eylemin
               ve iyiyle kötünün ne olduğunu, irade ve seçmenin ahlaki eylemle ilişkisini, ahlaklı ve erdemli bir yaşayı-
               şın hangi ögeleri taşıdığını araştıran felsefe alanıdır. Bir felsefe sistemi olarak etiğin görevi yeni bir ahlak
               sistemi geliştirmek ve buna uyulmasını sağlamak değil ahlaki ilişkiler üzerinde düşünmek ve görüş elde
               etmektir.
                  Felsefede ahlakla ilgili birçok konu üzerinde tartışılmış ve birbirinden farklı görüşler ileri sürülmüştür.
               Ahlak felsefesinin temel sorunları arasında öne çıkanlar; iyilik ve kötülüğün ölçütü, özgürlük ve sorum-
               luluk ilişkisi ve evrensel bir ahlak yasasının olup olmadığıdır.

               3.4.1.1. İyi ve Kötü
                  Eylemleri ahlaki anlamda “iyi” ya da “kötü” olarak belirleyen nedir? Başka bir deyişle iyi ve kötü-
               yü belirleyen ölçütler nelerdir? Bu, çoğu kez sosyal normlara indirgenmekte ve toplumca onaylanan
               eylemler iyi, onaylanmayan-meşru görülmeyenler kötü olarak nitelendirilmektedir.
                  Felsefe, ahlaki eylemi sosyal normlarla sınırlamaz; iyiliğe ve kötülüğe daha ilkesel ve evrensel
               düzeyde bakar. Ahlaki eylem, öncelikle irade ve seçme sorunudur. İradeyle ilgili olmayan, seçmeye
               dayanmayan örneğin akli yeterliliği olmayanların davranışları ahlaki olarak nitelendirilemez. Bir
               eylemin amacı (niyet, kasıt), süreç ve sonuçları üzerinden değerlendirilebilir. Bazı düşünürler niye-
               ti ön planda tutar. Onlara göre iyi ve kötü, davranışları ortaya çıkaran düşünceye, niyete bağlıdır.
               Niyeti iyi olan birinin davranışı kötülüğe sebep olsa dahi kötü olarak nitelendirilemez. Sonucun
               önemli olduğunu söyleyen düşünürler ise iyi ve kötüyü belirlemede niyete değil davranışın sonu-
               cuna bakılması gerektiğini söyler. Davranışın sonucu kötüyse davranış da kötü olarak kabul edilir.
               Daha bütüncül olarak amaç, süreç ve sonucun iyiliğe yol açması; diğerlerine veya doğaya zarar
               vermemesi esasına sahiptir. Ahlaki eylemi temellendirme konusunda niyetin yanı sıra haz, yarar,
                      Uygulama
               mutluluk, ödevi yerine getirme, doğruluk, sevgi ve Tanrı’nın koyduğu kurallara uygunluk gibi çok
               çeşitli ölçütler bulunmaktadır.

                      Uygulama


                   Aşağıda verilen metni okuyup metinden hareketle sözü edilen eylemin iyi veya kötü olarak
                 nasıl değerlendirileceğini açıklayınız.

                   Köyün birinde bir eşek kör bir kuyuya düşer. Eşek acı içinde kıvranarak bağırır. Sesini duyan-
                 lar gelip baktığında zavallı eşeği acı çeker hâlde bulurlar. Daha da kalabalıklaşan grup, eşeği
                 kurtarmanın yollarını düşünür ancak bunun mümkün olamayacağına bu nedenle bunun için
                 çaba sarf etmenin gereksiz olduğuna karar verirler. Tek çözüm, hayvanın daha fazla acı çek-
                 memesi için kuyuyu toprakla örtmektir. İçlerinden bazıları, ellerine aldığı küreklerle kuyunun
                 içine toprak atmaya başlar. Eşek ise üzerine gelen toprağı her seferinde silkeler ve üzerinden
                 atar. Toprak sürekli dibe dökülür ve eşek gittikçe yükselmeye başlar. Eşek, en sonunda kuyudan
                 çıkar. Köylüler bu duruma çok şaşırır.
                                                                                                 Komisyon








            98
   25   26   27   28   29   30   31   32   33   34   35