Page 38 - Felsefe 10 | 3.Ünite
P. 38
3. ÜNİTE
3.5.1. DİN FELSEFESİNİN KONUSU VE SORULARI
Kıta, ülke, ve topluluklarda geçmişten bu yana temel noktası inanç olan birbirinden farklı din
ve öğretiler bulunmaktadır. Her bir inanç yapısı kendine has fikir, alışkanlık, kabuller ve ibadet
davranışları geliştirmiştir. Hayat ve sonrası hakkında açıklama sunan dinler, toplum yaşantısının
önemli bir etkinliğidir.
Din, felsefe gibi hayatı anlama ve anlamlandırma çabası içindedir. Felsefenin bakış açısı rasyo-
nel tarzda şekillenirken din daha çok inanç boyutunda şekillenir. Bu iki faaliyetin insana temas
ettiği noktalar arasında farklılık bulunması birbiriyle ilişkileri olmadığı anlamını taşımaz. Felsefe
ve din, geçmişten bu yana ilişki içinde olan ve insanların ihtiyaçlarına cevap veren alanlardır.
Felsefenin dine yönelmesiyle onun bir alt dalı olarak din felsefesi ortaya çıkmıştır. Din felsefesi,
dinlere karşı çıkış veya onlardan yana olma tavrı içermez. Din felsefesi, felsefenin din üzerine ras-
yonel, tutarlı ve kapsamlı olarak düşünmesidir. Din felsefesi; dinin ilke ve kavramlarını anlamaya
çalışır. İnceleme alanı ilahî ve ilahî olmayan tüm dinlerdir.
Din felsefesinin konusunu daha iyi anlamak için onun bazı temel problemlerini incelemekte
fayda vardır. Bunlar; “Tanrı’nın varlığı ile ilgili görüşler nelerdir?”, “Evren sonlu mudur, sonsuz
mudur?” ve “Ölümden sonra yaşam var mıdır?” gibi problemlerdir.
3.5.1.1. Tanrı’nın Varlığı ile İlgili Görüşler
Din felsefesinde Tanrı’nın varlığı ile ilgili çeşitli tartışmalar yapılmaktadır. Bu tartışmalarda
“Tanrı görüşü insanlarda Tanrı tarafından mı yoksa başka bir sebepten mi oluşmuştur?”, “Tanrı
evrene nasıl müdahale eder?”, “Tanrı’nın varlığı zorunlu mudur yoksa değil midir?” ve “Tanrı’nın
varlığı kanıtlanabilir mi?” gibi sorular ele alınır. Din felsefesinde Tanrı’nın varlığına ilişkin tartışma-
lar temelde bilgi felsefesi alanı içindedir. Dolayısıyla tartışmaların odağını, Tanrı’nın varlığını veya
yokluğunu savunmak için ortaya konan delillerin geçerliliği oluşturur. Buradaki deliller daha çok
aklın merkezinde oluşan delillerdir.
Tanrı’nın var olduğunu savunanlar, Tanrı’nın varlığına ilişkin kanıtlar ileri sürerler. Evrenin var
olması için yoktan var edebilecek bir güce gereksinim olduğunu ve bu gücün aynı zamanda evrenin
düzenli bir şekilde işlemesini de sağladığını belirterek onun Tanrı olduğunu savunurlar. Böylece
Tanrı’nın varlığını akılsal olarak meşrulaştırarak dinin gerekliliğini göstermeye çalışırlar. Tanrı’nın
var olmadığını savunanlar ise Tanrı’nın insan için zorunlu olmadığını iddia ederler. Hayattaki zor-
luklar karşısında psikolojik açıdan rahat olabilmek için insanın Tanrı diye bir güç tasarladığını
veya Tanrı olsaydı dünyadaki kötülüklere imkân vermeyeceğini belirterek Tanrı’nın var olmadığını
söylerler. Ayrıca Tanrı’nın varlığına ya da yokluğuna yönelik hiçbir kanıt ileri sürülemeyeceğini bu
nedenle onun varlığının da yokluğunun da bilinemeyeceğini savunanlar da vardır.
Tanrı’nın var olduğunu savunan görüşlerden öne çıkanlar; teizm, deizm, monoteizm, düalizm,
politeizm, panteizm ve panenteizm görüşleridir. Tanrı’nın var olmadığını savunan görüş ateizm,
Tanrı’nın varlığı ya da yokluğunun bilinemeyeceğini savunan görüş ise agnostisizm görüşüdür.
Tartışalım
Tartışalım
1. İnsanın Tanrı’nın varlığıyla ilgili düşünmesinin nedenleri nelerdir? Tartışınız.
2. Tanrı’nın varlığıyla ilgili farklı görüşlerin ortaya çıkmasının sebepleri neler olabilir?
Tartışınız.
106