Page 57 - Felsefe 10 | 3.Ünite
P. 57

3. ÜNİTE                                                         Felsefenin Temel Konuları ve Problemleri








               “Güzel”e yönelik farklı görüşler olmakla beraber uz-
            laşılan bazı ölçütler de vardır. Güzel yargısı bir insan,            Estetik
            nesne, düşünce veya sanatsal eser için kullanılır. Bir şe-
            yin güzel olması; onun hoş duygular oluşturması, zevk
            vermesi, heyecan uyandırması ve ölçülü olması gibi öl-
            çütleri karşılıyor olduğunu gösterir. Bu ölçütler kişiden
            kişiye, kültürden kültüre değişebilir. Bu düşünce, insan-
            ların ortak estetik bir değer yargısı oluşturamayacağını   Sanat
            iddia eder. Bu bakış açısına karşı ortak estetik yargıların
            olduğunu ve bundan dolayı güzelin niteliklerinin kişi-
            den kişiye değişmeyeceğini savunan görüş de vardır.
               Sanattaki güzellik konusu, estetiğin alanında olmak-                           Doğa
            la birlikte estetiğin sanatı kapsayan kısmı sanat felsefesi
            olarak adlandırılmıştır (Şekil 3.4). Sanat eseri üzerin-
            den şekillenen güzellik yargıları çoğu kez kişilerin be-
            ğeni ölçülerine dayandırılır. Estetik yargıların bireysel
            olduğu  anlayışından  çıkan  bu  görüş,  güzelliği  bir  yo-   Şekil 3.4: Estetiğin konusu
            rum olarak ele alır. Sanatsal ürünün insanda uyandır-
            dığı etki, bütüncü bir yorumlama olduğu kadar parçalara
            yönelik de oluşturulur. Örneğin bir kişi dinlediği şarkının sözlerini beğenmezse de müziğini beğe-
            nebilir ya da bir sinema filmini konusu bakımından güzel bulmasa da filmi oyunculuk açısından iyi
            olarak değerlendirebilir.
               Sanattaki güzellik, içinde bulunulan çağın izlerini taşır. Her dönemin zihniyeti, kendi güzellik
            ve beğeni ölçütlerini belirler. Bununla birlikte sanatsal beğeninin çağları ve dönemleri aşan bir
            yönü bulunur. Bir tablo veya tiyatro oyunu değişik çağlarda da ilgi ve beğeni oluşturabilir.
               Sanatta güzeli ortaya çıkaran estetik değerlere yönelik iki farklı görüş bulunur. Bunlardan ilki
            öznelci görüştür. Bu görüşe göre estetik değerler ve güzel yargısı sanatsal ürüne yönelen kişiye
            göre değişiklik gösterir. Sanatın belirleyici ölçüsü, sanatsal ürünün kendisi değildir. Bu görüşe göre
            sanat eseri kendi başına estetik bir değer taşımaz. Alımlayıcının (sanatı izleyen, dinleyen, sanata
            ve sanatsal ürüne yönelen estetik öznenin) beğenileri belirleyicidir. Örneğin klasik müzik kimileri-
            ne güzeldir kimilerine ise hiç zevk vermez.
               Öznelci görüş karşısında nesnelci görüş yer alır. Bu görüşe göre sanatsal güzellik sanat eserinin
            özelliğidir. Alımlayıcı değer yargıları oluştursa da asıl ölçüt eserin kendindedir. Dönemini aştığı dü-
            şünülen sanat eserleri bu durumun kanıtıdır. Örneğin bir film, çekimi yapıldığı dönemde gösterime
            girecek salon bulamazken ya da çok az seyirciye ulaşmışken daha sonraları sanatsal açıdan değerli
            kabul edilmiştir.
                  Tartışalım


                 Tartışalım




                1.  Sosyoekonomik ve kültürel çevre benzeştiği ölçüde insanların beğenileri de benzer
                   olabilir mi? Tartışınız.
                2.  Şu ana kadar yazılmış tüm şiirler bilgisayara kaydedilir ve bilgisayar da bu verileri
                   kullanarak şiir yazarsa bu şiir, sanat olarak kabul edilebilir mi? Tartışınız.
















                                                                                                          125
   52   53   54   55   56   57   58   59   60   61   62