Page 59 - Felsefe 10 | 3.Ünite
P. 59
3. ÜNİTE Felsefenin Temel Konuları ve Problemleri
3.7.1.2. Sanat
Arkeolojik ve antropolojik çalışmaların ortaya koyduğu bazı bilgiler, insanın ilk çağlardan bu
yana sanatsal özellikte ürünler ortaya koyduğunu göstermektedir. Mağara duvarlarına yapılan av
çizimleri bir tür eğitim mi, resim sanatının ilk ürünleri mi yoksa başka bir amaçla ulaşılan farklı
sonuçlar mıdır? Bütün bu sorular, yorumlara açık olsa da sanatsal faaliyetlerin geçmişten bu yana
sürdüğünün göstergesi olabilir.
Sanat, uzun bir süre bilim ve teknikle benzer bir sınıflandırmanın içinde yer almıştır. Ancak sanat,
teknikte olduğu gibi nesnelerin değişimini sağlayan bir ustalıktan ve bilimlerdeki gibi varlığı anlama-
ya çalışan bilincin bilme amacından daha öteye bir anlam taşır. Sanat, bir yanıyla teknik bir beceriyi
bir yanıyla da varlıkları tanımayı gerektirir. Bir ressam, resim fırçasını kullanmada teknik beceriye
sahip olmalıdır, bunun yanı sıra renklerin bilgisine de ihtiyaç duyar. Ancak sanatçının eserini oluştu-
rabilmesinde asıl olan yaratıcılık ve hayal gücüdür.
Sanat ve zanaat, sonucunda beğeniye konu olabilecek iki etkinliktir. Bundan dolayı tarihte kimi
zaman eş anlamlı olarak kullanılmıştır. Bu durum bugün de geçerlidir. Sanatı zanaat olandan ayı-
ran önemli unsurlar; sanatın pratik bir yarar kaygısından öte beğenilere yönelik oluşturulması,
taklitleri veya benzerleri ortaya konuyor olsa da biricik ve özgün olmasıdır. Farklı sanat türleri bu
ayrımlarla birlikte güzel sanatlar başlığında toplanmıştır (Şekil 3.5).
GÜZEL SANATLARIN SINIFLANDIRILMASI
Yüzey Hacim Mekân Dil Ses Hareket Dramatik
Sanatları Sanatları Sanatları Sanatları Sanatları Sanatları Sanatlar
Resim Heykel Mimari Roman Halk Müziği Bale Tiyatro
Grafik Seramik İç Mimari Hikâye Caz Pandomim Sinema
Karikatür Kabartma Bahçe Mimarisi Şiir Klasik Müzik Halk Dansları Opera
Fotoğraf Peyzaj Mimarisi Tiyatro Metni Modern Danslar Müzikal Oyun
Hat Film Senaryosu Gölge Oyunu
Minyatür Kukla
Şekil 3.5: Güzel sanatların sınıflandırılması
Sanat, genel olarak üç ögenin bir arada düşünülmesini gerektirir. Bunlar; sanatçı, sanatsal ürün
ve alımlayıcıdır (dinleyen, okuyan, seyreden vb.). Sanatçı; akıl, duyu ve duygu süreçlerini sentez-
leyerek belirli bir teknikle eserini yaratır. Bu yaratım; yoktan var etmek değil, var olan materyalleri
yeni formlarına dönüştürmek şeklindedir. Renkler, sesler, kelimeler vb. sanatçının dokunuşuyla
yeni biçimlere dönüşür. Bu yeni biçim, sanat eseridir. Sanat eseri; sanatçının duygu ve düşüncele-
rini somutlaştırdığı ve duyusal alana açtığı nesnelerdir. Alımlayıcı ise beğeni ölçütleriyle sanatsal
ürüne yönelir. Alımlayıcı, sanatsal ürün karşısında tüketici olarak bulunsa da sanatsal ürünün or-
taya konmasında etkileri vardır. Alımlayıcılar sanatçının “başkaları”dır. Sanatseverlerin beğenileri
tek başına ölçüt olarak ele alınmasa da sanatsal üretimi güdüleyen önemli bir faktörü oluşturur.
Farklı sanat algıları farklı sanat kuramlarını ortaya çıkarmıştır. Dört başlıkta ele alınır: Sanatın
var olanı ve hayatı doğrudan sanata taşıdığını iddia eden yansıtmacı kuram; sanatı, duygu ve
düşüncelerin aktarıldığı bir etkinlik olarak gören dışavurumcu kuram; renklerin ve geometrik şe-
killerin soyut bir anlatım oluşturduğunu söyleyen biçimci kuram ve sanatın toplumsal bir ihtiyacın
sonucu olduğunu savunan işlevselci kuramdır.
127