Page 7 - Fen Lisesi Biyoloji 12 | 2. Ünite
P. 7
Canlılarda Enerji 2.
Dönüşümleri
Ünite
2. FOTOSENTEZ
Yeryüzündeki ana enerji kaynağı güneştir. Canlılar güneşten gelen ışık enerjisini doğrudan kullana-
maz ve depolayamaz. Güneş enerjisinin kullanılabilir hâle gelmesi için başka bir enerji türüne dönüş-
türülmesi gerekir. Fotosentez bu dönüşümü gerçekleşti-
Güneş ışığı
ren olaydır. Klorofil pigmenti bulunduran canlılar, ışık
enerjisini organik moleküllerde depolanan kimyasal bağ enerjisine
dönüştürür (Görsel 2.5). Bu dönüştürme sürecine fotosentez denir.
Besinlerini sentezlerken ışık enerjisini enerji kaynağı olarak kullanan
üreticilere de fotoototrof veya fotosentetik canlılar denir. Bitkiler,
Karbondioksit Glikoz
+ bazı bakteriler, Euglena (Öglena) ve algler fotoototrof canlılara ör-
Su nektir.
Oksijen 2.1. Fotosentezin Canlılar İçin Önemi
Canlıların yapısını oluşturan hücreler, dokular ve enzimler foto-
Görsel 2.5: Fotosentez sentez sonucu üretilen organik moleküllerden oluşturulur. Fotosentez-
le üretilen organik besinler, canlıların besin kaynağıdır. Canlılar, bu
besin maddelerini solunum olayı ile parçalayarak yaşamı için gerekli
enerjiyi kazanır. Böylece fotosentez ile doğadaki enerji dönüşümü sağlanır.
Fotosentetik canlılar, CO ’i kullanarak (özümleyerek) kendisi ve diğer canlılar için gerekli besin ile O ’i üretir.
2
2
O ’li solunum yapan canlılar da enerjiyi üretmek için bu besin ve O ’i kullanarak atmosfere CO verir. Böylece CO
2
2
2
2
ve O döngüsü gerçekleştirilmiş olur.
2
Bitkilerin küçük bir tohumdan zamanla nasıl büyük bir bitki hâline geldiği, kütlece nasıl büyüdüğü bilim insanları
tarafından merak edilmiş ve günümüze kadar araştırma konusu olmuştur.
Aristo (MÖ 384-322), bitkilerin besin maddelerini kökleri aracılığıyla topraktan ve sudan hazır aldıklarını ileri
sürmüştür.
17. yüzyılda Belçikalı bilim adamı Jan Baptist van Helmont (Cen Baptist ven
Helmant), bitkilerin beslenmesi, büyümesi ve gelişimi alanında araştırmalar yapmış,
bitkilerdeki kütlesel artışın sadece sudan kaynaklandığını ve bitkisel maddenin doğ-
rudan sudan geldiği sonucunu çıkarmıştır (Görsel 2.6).
1775 yılında Joseph Priestley (Cozıf Prizley), bitkiler tarafından üretilen oksije-
nin hayvanlar tarafından kirletilen havayı temizlediği fikrini ortaya atmıştır.
1779 yılında Jan Ingenhousz (Yan İnginhus), havanın temizlenmesinin bitkinin
yeşil kısımları tarafından güneş ışığında yapıldığını açıklamıştır. Fotosentezde klo-
rofilin önemini vurgulamıştır.
1804 yılında İsviçreli kimyacı Nicolas Theodore De Saussure (Nikola Teodo Dö
Sösyü), bitki ağırlığındaki artışın sudan kaynaklandığı bilgisinden yola çıkarak, bit-
kideki besin üretimi sırasında suyun kullanıldığını göstermiştir. Görsel 2.6: Jan Baptist van
1840 yılında Justus von Liebig (Castıs van Libig), CO ’in bitkiler için karbon Helmont
2
kaynağı olduğunu vurgulamıştır.
1842 yılında Robert Mayer (Rabırt Mayır), ışığın enerji içerdiğini, canlılar tarafından kullanılan enerji kaynağının
güneş ışığı olduğunu ve fotosentezde bitkinin yakaladığı güneş enerjisini kimyasal enerjiye dönüştürdüğünü belirt-
miştir.
1883 yılında Theodor Wilhelm Engelmann (Teodor Vilhelm Engelman), ışığın dalga boyunun fotosentez hızına
etkisini “Engelman deneyi” olarak ifade edilen basit bir düzenekle açıklamıştır.
1905 yılında Frederick Blackman (Feriderik Blekmın), fotosentezin yalnızca fotokimyasal bir olay değil aynı
zamanda biyokimyasal bir olay olduğunu ileri sürerek, olayın ışık gerektirmeyen bir karanlık reaksiyon safhası oldu-
ğunu da vurgulamıştır. Ayrıca Blackman fotosentezde “minimum yasasını” bulmuştur.
69