Page 166 - Türk Dili ve Edebiyatı 10 | Kavram Öğretimi Kitabı
P. 166

CEVAP ANAHTARLARI                                                     TÜRK DİLİ VE EDEBİYATI 10
                                                                                              Kavram Öğretimi

                Mala mülke aldanmayın,   Dürüstlük         Çalışma No.: 55
                dünya perest olmayın.
                                                           1.  a) Cezmi: 4, Taaşşuk-ı Talat ve Fıtnat: 2, Tercüme-i Telemak:
                Yalnız ağaç, göze çarpmaz.  Birlik ve beraberlik  1, İntibah: 3, Felatun Bey ile Rakım Efendi: 5, Araba
                Kinin varsa, mertçe, yiğitçe                    Sevdası: 7, Zehra: 8, Sergüzeşt: 6
                savaşarak yenin.    Adalet
                                                              b) Cezmi: Namık Kemal/Taaşşuk-ı Talat ve Fıtnat: Şemsettin
                                                                Sami /Tercüme-i Telemak: Yusuf Kâmil Paşa /İntibah: Na-
            2.  Olası cevap: Toplumdaki yaşlılara, beli bükülmüşlere sahip   mık Kemal/Felatun Bey ile Rakım Efendi: Ahmet Mithat
                çıkılması ve onlara saygıda kusur edilmemesi gerektiği fikri   Efendi/Araba Sevdası: Recaizade Mahmut Ekrem/Zehra:
                verilmeye çalışılmıştır.                        Nabizade Nazım /Sergüzeşt: Samipaşazade Sezai
            3.  Olası cevap: Destanlar, millî birliği harekete geçirir. Milletle-
                rin büyük işler yapmaları için kendilerine güven duymalarını   2.  Başlıklar  Çıkarımlar
                sağlar. Destanlar, milletlerin çeşitli sosyal ve tarihî sebeplerle
                unuttukları millî öz benliklerine geri dönmelerinde, yeniden   İşlenen   Kölelik, yanlış Batılılaşma, görücü usulü
                doğarak büyük millet olmalarında, hürriyet ve istiklallerini
                korumalarında veya kaybetmiş oldukları istiklallerini yeniden   temalar  evliliğin zararları gibi temalar işlenmiştir.
                kazanmalarında önemli rol oynar.
                                                               Mekân    Genellikle İstanbul’dur.
             Çalışma No.: 53                                   Sanat    Romantizm ve realizm akımının etkili oldu-
                                                               akımları  ğu görülmektedir.
            1.  Parçada koyu harflerle yazılmış kelimeler cümleden
                çıkarıldığında kelimelerin önündeki isimlerin kelime anlamı   Genellikle Osmanlı toplumunun Batı kültü-
                eksilmese de cümledeki anlamları eksilir. Koyu renkle   Zaman  rüyle tanıştığı zamanlar anlatılmıştır.
                yazılan kelimeler, önlerindeki isimlerle sıfat tamlaması
                oluştururlar. “Bu yörede yaşayan ailelerden birinin genç   Romanlarda toplumsal meselelere değinil-
                oğlu ile genç kızı evlendirilir. Yeni gelin yöre adetlerine   Sanat   miş, romanlar toplumu aydınlatmada bir
                göre…” parçadan alınan bu örneklerde de görüldüğü gibi   anlayışı  araç olarak kullanılmıştır. Toplum için sanat
                koyu renkle yazılan kelimeler çıkarıldığında hangi yöre   anlayışının hâkim olduğu görülmektedir.
                olduğu, oğul ile kızın nasıl oldukları, gelinin nasıl olduğu
                anlaşılmaz.
                                                                        Kimi romanlarda yalın bir dil kullanılsa da
            2.  a)  O sırada gelinin geciktiğini gören kaynana, yüksekçe   genelde uzun cümlelerin olduğu, yabancı
                 bir yere çıkarak acele gelmesi için gelinine seslenir.   Kullanılan   sözcüklerin kullanıldığı, süslü bir dil -
                 Gelin mahcup ve üzgün bir şekilde, önündeki boş   dil  özellikle çevre betimlemelerinde- tercih
                 bakracı, boş götürmektense yaratana sığınarak yanındaki   edilmiştir.
                 pınardan su ile doldurur ve ağzına da bir bez kapatarak,
                 o şekilde eve getirerek sepetin altına koyar. Bir müddet
                 sonra sütü kaynatıp mayalamak için, bulunduğu yerden
                 almaya gelen kaynana, bezi kaldırdığında bakracın   Çalışma No.: 56
                 içindeki su süt olmuştur. Bir kenarda durarak olanları
                 üzüntü ile seyreden gelin, kendisini mahcup etmediği   1.  1. “Babası, her mevsimi İstanbul’un başka bir yerinde geçiren
                 için Tanrıya şükreder. O gün, bugündür bu pınarlardan   kiracılardan biriydi.”
                 akan sular koyunlar sağılmaya başladığında, süt renginde   2.  “Doktor  olacaktı.  Babası,  tanıdık  bir  devlet  memurunun
                 akarlar. Koyunların sütü kesilince de tekrar doğal rengine   yardımıyla  onu  İçişlerine  ya  da  Maliye’ye  yerleştirmeyi
                 döner.                                         düşünmüştü.”
            3.  b)  1) Torul’un tarihi kalesine yüksekçe bir seyir terası   3. “Yukarıya çıkarılırken, “Hayır, aşağıda kalacak!” denilerek
                 kuruldu. 2) Buradan geçen genç, mahcup ve üzgün   merdiven  ayaklarına  bırakılmış  iskemleler,  bohçalar;  ha-
                 bir durumda yoluna devam etti. 3) Gölün içindeki su   malların yanlışlığı sonucu en üst kata kadar çıkarılan, için-
                 kirlenmişti. 4) Bu meyvelerin bulunduğu bölge çok   de kim bilir ne karışık şeylerle dolu çamaşır sepetleri, evde
                 güneş almaktadır. 5) Nehirden akan sular denize buradan   basılacak yer bırakmamıştı.”
                 dökülür.                                     4. “… bu boş yaşamı bir şey olmakla doldurmak için uyanan
                                                                isteklerinden meydana gelen o uzun uğraşılı yıllar dizisini
             Çalışma No.: 54                                    nasıl sıkıntı ve eziyetlere göğüs gererek sürüklemişti!”
                                                              5. Karısına: “İşte her şeyden önce yapılacak bir iş!” diyordu.
            1.  Olası cevap:                                    Sonra  çocuklarına:  “Haydi”  dedi,  “Siz  de  önüme  düşün,
                a)  Kırmızı elmalar - Ağaçtaki kırmızı elmaları toplayıp   bana yardım edersiniz.”
                 sepetlere doldurduk.                      2.  Her eser yazıldığı dönemin zihniyetini, sosyal ve kültürel du-
                b) Kesilen ağaçlar - Kesilen ağaçlar kamyonlarla taşındı.  rumlarını  yansıtır.  Kısacası  roman  gerçek  yaşamdan,  içinde
                c)  Fırtınalı hava - Fırtınalı havalarda dışarı çıkmak tehlike-  yaşadığı toplumsal, ekonomik ve kültürel ortamdan etkilenir.
                 lidir.                                       Dönemini yansıtır. Servetifünun Dönemi’nde karamsar, me-
                                                              lankolik  bir  hava  vardır.  Mekân  olarak  çoğunlukla  İstanbul
            2.                                                dışında bir hayata kapı açılmaz.
                c    yeni bir şehir
                                                           3.  Olası cevap: Yazarın, okuyucunun romandaki ayrıntıları
                ç    o zamanki gelenekler                     kavraması için başvurduğu birçok yöntem vardır. Bunlardan
                                                              biri de bir kahramanın, bütün kişiliğini yansıtan ipuçlarının
                a    yeni gelen göçmenler                     karakterize edilmesidir. Roman karakterlerinin birbirleriyle
                b    denizin ortasındaki hapishane            olan iletişimlerinde sergiledikleri duruşlar, jest ve mimikler,
                                                              kısacası vücut hareketleri, fiziksel görünüşü karakter ortaya
                                                              çıkarmak için kullanılır. Yani yazar beden hareketlerinden
            3.  Tamlayan: yüksek                              ve kahramanın dış görünüşünden yola çıkarak karakteri
                Tamlanan: dağlar, tepeler, yaylalar           belirginleştirir.

                                                                                                   163
   161   162   163   164   165   166   167   168   169   170   171