Page 32 - Türk Dili ve Edebiyatı 10 | Kavram Öğretimi Kitabı
P. 32

Ortaöğretim Genel Müdürlüğü
                                                                                      Kavram Öğretimi 13
            Öğretim Programları ve Ders Kitapları Daire Başkanlığı         TÜRK DİLİ VE EDEBİYATI 10
            2. ÜNİTE     : HİKÂYE > Halk Hikâyeleri > Halk Hikâyelerinde Tema ve Temel Çatışma
            Kavram       : Tema ve Temel Çatışma
            Genel Beceriler  : Yaratıcı Düşünme ve İnovasyon Becerisi
            Alan Becerileri  : Okuma ve Yazma Becerisi

             Çalışmanın Adı                            AŞKIN GÜCÜ                                   20 dk.
             Çalışmanın Amacı  Metinde tema ve temel çatışmayı tespit edebilme.


            Yönerge: Aşağıdaki metni okuyunuz. Metinden hareketle soruları cevaplayınız.

















                       Görsel 1: Ferhat ile Şirin heykeli         Görsel 2: Ferhatʼın açtığına inanılan su kanalı



                                                 FERHAT İLE ŞİRİN
             Vaktiyle, doğuda kurak bir arazi vardı. Ortasından vaha gibi bir kent çıkardı. Hâlâ da ünüyle bilinir:
             Horasan. Yeşilliğine, güzelliğine doyamaz insan. Çiçek kokulu, güzel yapılı kent. Şirin sokaklı, ünlü
             kapılı kent.
             O devirde Horasan’ı bir melike yönetirdi. Mühmine Banu’ydu adı, sözünü herkese dinletirdi.
             (…)
             Mühmine Banu, Şirin için bir saray yaptırmak istemişti. Onu karşısına alıp şöyle demişti:
             “Şirinim, bir müjdem var sana.”
             “Her sözün müjdedir ablacığım.”
             “Sana bir saray yaptıracağım. Demirdağ’ın yamacında.”
             (…)
             Malzeme toplandı, ustalar geldi. Aylar geçti, saray yükseldi. Mühmine Banu, görmek için yanına
             Şirin’i de aldı. Gördüklerine ikisi de hayran kaldı. Her taraf oya gibi işlenmişti. Duvarlar, tavanlar
             rengârenk süslenmişti. Hele bir “Gül Avlusu” vardı, görenin parmağı ağzında kalır.
             (…)
             Behzat Usta'nın oğlu geldi. Nakışları işleyen bu hünerli eldi. Çizgileri kendi çizmiş, çiçekleri o seç-
             miş, nakkaşlıkta babasını da geçmiş. Mühmine Banu, bu geniş omuzlu, güzel yüzlü aslan gibi deli-
             kanlıya sordu:
             “Adın ne senin?”
             “Ferhat.”
             Erkek sesi sanki Şirin’in kalbinde yankılandı. Ferhat ise Şirin’in güzelliğiyle yandı. Ilgıt ılgıt bir
             sıcaklık  içine  aktı.  Kara  gözleriyle  o  da  Şirine  baktı. Yanıyordu  içleri  ikisinin.  Karasevdadır  adı
             böylesinin.
             (…)
             Mühmine Banu, saraya bir de gerçek gül bahçesi istiyordu. Ama bahçıvanlar orda gül tutmayacağını
             söylediler. Su yoktu. Tek bir yolu vardı: Demirdağ’daki su indirilirse... Fakat bu da güçtü. Çok güç...
             Mühmine Banu, güçlükten yılmazdı:



                                                                                                    29
   27   28   29   30   31   32   33   34   35   36   37