Page 84 - Türk Dili ve Edebiyatı 11 | Kavram Öğretimi Kitabı
P. 84
Ortaöğretim Genel Müdürlüğü
41 TÜRK DİLİ VE EDEBİYATI 11 Öğretim Programları ve Ders Kitapları Daire Başkanlığı
Kavram Öğretimi
6. ÜNİTE : ROMAN > Cumhuriyet Dönemi’nde Roman > 1950-1980 Arasında Roman
Kavram : Millî ve Dinî Duyarlılıkları Yansıtan Roman
Genel Beceriler : Bilgi Okuryazarlığı Becerisi
Alan Becerileri : Yazma Becerisi
Çalışmanın Adı TÜRK-İSLAM ROMANI 20 dk.
Çalışmanın Amacı Millî ve dinî duyarlılıkları yansıtan romanın genel özelliklerini tespit edebilme.
Yönerge: Aşağıdaki bilgi haritasını inceleyip metinleri okuyunuz. Bilgi haritası ve metinlerden hareketle
soruları cevaplayınız.
M llî kaynaklar, Türk m toloj s , destanlar,
tar h, ya am tarzı, nançlar, Türk
dünyasının sıkıntıları, a le ve a le ç
değerler, toplumun kültür değerler ,
Olay, ver lmek stenen mesajı öne çıkarılır. hâk m bakı açısı kullanılır.
öne çıkaracak b ç mde kurgulanır.
d nî unsurlar ve ya ama b ç m
Kronoloj k zaman kullanılır, merak
unsuru ön plana çıkarılır ve genell kle
Türkçülük akımının etk s büyüktür ve real st b r ç zg vardır. YANSITAN ROMAN Sev nç Çokum, Mustafa M yasoğlu Münevver Aya lı, Em ne I ınsu, Mustafa Necat Sepetç oğlu, Tems lc ler :
MİLLÎ VE DİNÎ
DUYARLILIKLARI
Hüsey n N hal Atsız, Bahaedd n Özk ,
I. Metin
(…)
Bu değişiklik zaten tabi olmak fikrine yatkın Yanıkkaleliler üzerinde mühim bir tesir yapmadı. Hatta
gönüllerinde acıyan incecik bir nokta olmasa onlara çok mutlu demek dahi mümkündü. Çünkü bili-
yorlardı ki adil Müslüman idaresinde, inançları ve fikirleri ne olursa olsun serbestçe çalışabilecekler;
her yeni ele geçirilen kalede olduğu gibi padişahtan tarım için lüzumla aletleri, hayvanları, tohumları,
fidanları bedava alacaklar; üç yıl hiç kimseye vergi vermeyecekler ve mutlak bir emniyet içinde ola-
caklardı. Ama zalim Macar idaresinin de özlemini çekeceklerdi. Ne kadar iyi olursa olsunlar Türkler,
kutlu İsa’ya inanmıyorlardı çünkü. Hristiyan idaresinden uzak olmakla kendilerini boşlukta hissede-
ceklerdi. Duydukları ızdırap ufacık bir nokta kadardı. Ama o geçmeyecek, o noktanın varlığını her
zaman hissedeceklerdi.
(…)
Köse Kadı, Bahaeddin Özkiş
82