Page 27 - Seçmeli Psikoloji | 3.Ünite
P. 27
3. ÜNİTE
3.13. ZEKÂ VE YARATICILIK
Yaratıcılık zekâ testlerine yansımayan, zekâ düzeyinden ayrı değerlendirilen bir beceridir. Yapılan araştırma-
larda IQ testlerinden yüksek puan alma ile yaratıcılık arasında doğrudan bir ilişki kurulamamıştır. Yaratıcılığın en
önemli göstergesi ortaya ürün koymaktır. Bu ürün resim, heykel, herhangi bir buluş, felsefi bir düşünce vb. olabilir.
Yaratıcı düşünme esneklik, orijinallik ve akıcılık olmak üzere üç özelliği içinde barındırır. Esneklik bir probleme
verilen cevapların çeşitliliğidir. Orijinallik cevapların farklılığıdır. Akıcılık ise bir problemi ayrıntılı ele alabilmek,
başkalarının göremediği bağlantıları görebilmektir. Her bireyde bu özellikler belli seviyede vardır ve geliştirilebilir.
Farklı zekâ türlerine farklı eğitim ortamları hazırlamak, bireylerin güçlü olan yönlerini ortaya çıkarır. Örneğin sa-
natsal becerilerin dikkate alınmadığı bir eğitim ortamında sanatsal bir ürün ortaya çıkması zordur. Doğuştan var
olan merak, araştırma, kurcalama isteğinin canlı tutulması zekâ ve yaratıcılığı; zekâ ve yaratıcılık düzeyi ise bireyin
yaşamını doğrudan etkiler.
Kısaca yaratıcı birey değişime açıktır. Zor ve karmaşık sorunları çözmekten keyif alır. Kalıp yargıların dışında
ve çok boyutlu düşünür. Yaratıcı bireyin kelime hazinesi geniştir. Gerginlik ve belirsizliğe karşı tahammül düzeyi
yüksektir.
OKUMA METNİ
MUSTAFA KEMAL ATATÜRK’ÜN DEHASI
“...Rüştiyede en çok matematiğe merak sardim. Az zamanda bize bu dersi veren öğretmen kadar
belki de daha fazla bilgi edindim. Derslerin üstündeki sorularla uğraşiyordum, yazili sorulari düzenli-
yordum. Matematik öğretmeni de yazili olarak cevap veriyordu. Öğretmenimin ismi Mustafa idi. Bir gün
bana dedi ki:
- Oğlum senin de ismin Mustafa benim de. Bu böyle olmayacak, arada bir fark bulunmali.
Bundan sonra adin Mustafa Kemal olsun.
O zamandan beri ismim gerçekten Mustafa Kemal oldu...”
Atatürk’ün yaşaminda matematiğin önemi Atatürk ile ilgili en bilinen hatiratlardan biri olan bu
olayla sinirli değildir. Atatürk yazdiği geometri kitabinda günümüzde de kullanilmakta olan geometri
terimlerini türetmiştir. Ömer L. Örnekol’un anlattiği başka bir hatirat şöyledir:
“Atatürk, Sivas Kongresi’nin toplandiği Sivas Lisesine, lise müdürü ve matematik öğretmeni Ömer
Beygo ve başyardimcisi felsefe öğretmeni Faik Dranaz ve öteki ilgililerle geldi. Burada önce, 4 Eylül
1919’da tarihî kongrenin toplandiği kongre salonunu ve özel odasini gezdi ve o günkü dekoru aynen
korunan bu oda ve salonda o güne ait hatiralarini anlatti. Sonra topluluk hâlinde lisenin 9/A sinifinda
programdaki hendese (geometri) dersine girdi. Bu derste bir kiz öğrenciyi tahtaya kaldirdi. Öğrenci
tahtada çizdiği koşut iki çizginin başka iki koşut çizginin kesişmesinden oluşan açilarin Arapça adlarini
söylemekte zorluk çekiyor ve yanlişliklar yapiyordu. Bu durumdan etkilenen Atatürk “Bu anlaşilmaz
Arapça terimlerle öğrencilere bilgi verilemez. Dersler, Türkçe yeni terimlerle anlatilmalidir.” dedi ve
tebeşiri eline alip tahtada çizimlerle “zaviye”nin karşiliği olarak “açi”, “dili” nin karşiliği olarak “ke-
nar”, “müselles”in karşiliği olarak da “üçgen” gibi Türkçe yeni terimler kullanarak birtakim Geometri
konularini ve bu arada Pythagoras (Pisagor) teoremini anlatti.”
(http://www.atam.gov.tr/ataturkun-soylev-ve-demecleri/mustafa-kemal-ataturkun-yasamina-dair-ani-
lar 18.01.2018 s. 13-15) (Tarihsel Bir Ani, Bilim ve Teknik Dergisi, Tübitak Yayinlari, Kasim 1981,
Sayi 180, s.16 )
ÖĞRENME, BELLEK, DÜŞÜNME 109