Page 31 - Sosyoloji 1 | 1.Ünite
P. 31

Sosyolojiye Giriş, Sosyolojinin Alanı, Yöntem ve Teknikleri                  1. ÜNİTE



                   Okuma Parçası


                 Aşağıdaki metinleri okuyarak soruları cevaplayınız.
                 Emile Durkheim (1858-1917)
                 Durkheim  toplumu  bir  bütün  oluşturmak  amacıyla  farklı  işlevler  üstlenmiş  parçalardan  oluşan  biyolojik  bir
              organizmaya  benzetir.  Bu  açıdan  da  toplumun  onu  oluşturan  bireylere  indirgenemeyecek  nitelikte  bağımsız  bir
              gerçekliği  olduğunu  düşünür.  Durkheim,  çalışmalarında  toplumun  bireylerden  bağımsız  bir  gerçekliği  olduğunu
              savunmakla kalmaz ayrıca bireylerin üstünde (yani bireylerden daha önemli) ve üzerinde bir gerçekliği olduğunu da
              savunur. Toplumun bireyler üzerinde kolektif nitelikteki toplumsal olgular (gerçeklikler) aracılığı ile yaptırım gücüne
              sahip  olduğunu  vurgular.  Kolektif  nitelikleri  ve  bireylerin  dışında  gerçeklikleri  olan  toplumsal  olgular  bireyler
              üzerinde baskıcı ve sınırlandırıcı bir güce de sahiptir.

                 Durkheim, işlevselci olarak adlandırılan bir toplum modeli benimsemiş ve bu açıdan modern sosyolojinin en
              önemli yaklaşımlarından yapısal işlevselciliğin gelişiminde önemli bir rol oynamıştır.


                 George Herbert Mead (1863-1931)

                 Sembolik etkileşimcilik toplumu bireylerin gündelik yaşamdaki sembolik etkileşimlerinin bir ürünü olarak ele
              alır. Sembolik etkileşimciliğin sosyolojideki gelişiminde C. H. Cooley’in (Kuli) ve W.I. Thomas’ın (Tomas) önemli
              katkıları olmakla birlikte George Herbert Mead (Corc Herbırt Miit) bu yaklaşımın kurucusu olarak kabul edilir.  Sem-
              bolik etkileşimciler toplumsal düzenin, içinde yaşadığımız dünyada bulunan her şeye (nesnelere, olaylara, eylemlere
              ve benzerine) atfettiğimiz anlamlar sonucu oluştuğunu düşünürler. Bu süreçte semboller veya simgeler, şeyler ile bu
              şeylere atfettiğimiz anlamları temsil ettiklerinden dolayı kritik bir öneme sahiptirler. Nitekim bir sembol, bir nesne
              veya olayı sadece temsil etmez aynı zamanda onu belirli yönlerde tanımlar.
                 Mead’e göre benlik insanlara rol alma sürecinde kendilerini ötekilerin gözünden görebilme imkânı sağlar. Başka
              bir ifadeyle benlik sayesinde kendimize dışarıdan bir nesneye bakar gibi bakabiliriz. Diğerlerinin bizi nasıl gördük-
              lerini veya diğerlerinin gözüyle nasıl göründüğümüzü yorumlayabiliriz. Yalnızca kendimizin değil başkalarının da
              farkına varırız. Başkalarının hislerini, niyetlerini ve beklentilerini yorumlayabiliriz. Sembolik etkileşimcilik sembol-
              ler aracılığıyla bireylerin nasıl günlük etkileşimlerinden anlamlı bir toplumsal düzen oluşturdukları ile ilgilenir.
                                                         (J. H. Turner, L. Beeghley, C. H. Powers, Sosyolojik Teorinin Oluşumu, 366-370, 481-490)


              1.  Yukarıda verilen metinlerdeki araştırma alanlarının özelliklerine dikkat ediniz. Buradan hareketle makro
                 ve mikro yaklaşımların neyi savunduğunu bulmaya çalışınız.
              2.  Toplumsal olayların araştırılmasında siz hangi yaklaşım türünü kullanırdınız? Neden?




                       Etkinlik

                 Aşağıdaki ifadelerden doğru olanların sonuna (D), yanlış olanların sonuna (Y) yazınız.


                                         KONTROL TABLOSU                                           CEVAP
                İnsanların günlük davranışlarının, yüz yüze iletişim durumlarıyla beraber ele alınmasına genel
                anlamda mikrososyoloji denmektedir.
                Makrososyoloji, en genel olarak ekonomik düzen, politik sistem ve kurumsal yapılar gibi büyük
                ölçekli toplumsal sistemlerin çözümlenmesidir.
                Makro yaklaşım, gündelik yaşamın ardındaki kurumsal yapıları anlamak için; mikro yaklaşım ise
                büyük kuramsal kalıplara ışık tutmak için gereklidir.

                Mikro yaklaşımın temel ilkesi, toplumu bütünlüğü içinde kavramaktır.


                Makro yaklaşım toplumsal grupları ve bireylerin birbirleriyle etkileşimlerini ele alır.


                Makro yaklaşımın sosyolojideki ilk temsilcileri Saint Simon, Auguste Comte ve Emile Durkheim'dır.





                                                           41
   26   27   28   29   30   31   32   33   34   35   36