Page 43 - Tarih 9 | 5.Ünite
P. 43
İSLAM MEDENİYETİNİN DOĞUŞU
Gazali, Tus’a geri dönerken yolda eşkıyaların saldırısına uğrar
ve soyguncular, her şeyini alır. Gazali eşkıyaların peşine düşer
ve reislerinden hiç olmazsa ders notlarının geri verilmesini ister.
Cürcan’a sırf o notlardaki bilgileri edinmek için gittiğini söyler.
Eşkıya reisi, bilgileri hafızasına yerleştirmek yerine kâğıtlarda
bırakmasından dolayı onunla alay eder, notlarını da geri verir. Bu
eleştiriyi Allah’ın bir ikazı sayan Gazali’nin üç yıl içinde notların
tamamını ezberlediği söylenir. Kitaplardaki ilme güvenmekten
vazgeçen Gazali’de ilmî hâfızasına alma gayreti başlar. Ne okursa
ya ezberler ya da fikir olarak hazmedip, özetini benimsemeyi
esas alır. Bu gayret ve azmi sayesinde kısa zamanda yaşadığı
devrin en önemli âlimi olan Gazali, Tus’tan ayrılıp Bağdat’ta,
Nizamiye Medresesi’ne gelir. İlmiyle kısa sürede dikkat çeken
Gazali, Nizamiye Medresesi’nin baş müderrisliğine tayin edilir ÖRNEK METİN
(Çağrıcı, 1996, s.490’dan düzenlenmiştir).
Gazali hem kabilecilik anlayışına hem de körü körüne kabul
edilen mezhepçiliğe karşıdır. Kişinin kendi mezhebini zihnî ve
aklî faaliyetleriyle yine kendisinin bulması gerektiğini savunan
Gazali’ye göre şüphe gerçeğe ulaşmanın tek yoludur. Zira
şüphe etmeyen düşünemez, düşünemeyen gerçeği göremez,
gerçeği göremeyen de yanlışa saplanır kalır. Gazali’nin bilimsel
konular işlerken odak noktası insanın niyeti, amacı,
tasarıları, dinî ve ahlaki şuurudur. Bu sebeple yergi
ve övgü, korku ve ümit, evlilik ve bekârlık, zenginlik
ve yoksulluk, israf ve tutumluluk gibi karşıt durumlar,
imkân veya imkânsızlıklar iyi veya kötü olarak nite-
lendirilemez. Çünkü bunları iyi veya kötü kılan insanın
niyet ve iradesidir. En ünlü eseri “İhyâü Ulûmi’d-Din”
de bozulmuş bir toplumu ıslah etme, tekrar Kur'an ve
Sünnet temelleri üzerine oturtma ve ona asıl İslami
erdemlerini yeniden kazandırmaya çalışmıştır.
İslam dünyasında fikrî ve ilmî alanlardaki çalışmalar
sonucunda Endülüs toprakları büyük bir ilim havzası
haline gelmiştir. Bu durum XI. yüzyıl sonlarında Av-
rupa’nın Doğu’ya ilgisini artırmış, Fransa’da ilk ilim
hareketleri başlamıştır. İtalya, İspanya ve Güney Fran-
Görsel 5.34
sa’dan birçok kimse İslam medreselerine tahsile gelmiştir. Salerno Medresesi (Temsilî)
İslam medreselerinden mezun olanlar, Avrupa’daki okullarda
öğretmen olmuştur. Avrupa şehirlerindeki binaların mimari
özelliği, ders programları, eğitim usulleri tamamen İslam
medreselerinin taklidi olmuş, Napoli Krallığı’nda Salerno Med-
resesi (Görsel 5.34) kurulmuştur.
Endülüslü Zehravî, İslam dünyasının en ünlü cerrahıdır. Kaleme
aldığı el-Tasrif isimli eserinde döneminin cerrahi bilgilerini ve
yeni yöntemleri tanıtmıştır. Bu eserinde yaraların ateşle dağ-
lanması ve ameliyatlarda kullanılan aletlerin resimlerine yer
vermiştir. Deney amacıyla hayvanlar üzerinde ve kadavrada
çalışmalar yapan Zehravî’nin, batı cerrahi uygulamalarının BİLİYOR MUSUNUZ?
gelişmesinde, büyük etkisi olmuştur.
169