Page 19 - Tarih 9 | 6.Ünite
P. 19
TÜRKLERİN İSLAMİYET’İ KABULÜ VE
İLK TÜRK İSLAM DEVLETLERİ
üzere birçok asker şehit olmuştur. Mağlubiyetin ve Şehzade
Hasan’ın şehadet haberini alan Tuğrul Bey çok üzülmüş, İb-
rahim Yinal ile Arslan Bey’in oğlu Kutalmış’ı Anadolu’nun fethi
için görevlendirmiştir. İbrahim Yınal ve Kutalmış’ın komuta
ettiği Büyük Selçuklu ordusu karşısına çıkamayan Bizans’ın
Gürcistan ve Van valileri, imparatordan yardım istemiştir. Sel-
çuklular, Liparitis komutasında birleşen Gürcü-Bizans kuvvet-
lerini 18 Eylül 1048'de Pasinler Ovası’nda kesin bir bozguna
uğratmıştır. Bu mağlubiyet üzerine Bizans barış istemiştir.
İmparator, bu antlaşmayla Emeviler zamanında İstanbul’da
inşa edilen cami ve medresenin tamir edilmesi, hutbenin
Abbasi halifesi ve Büyük Selçuklu Sultanı adına okutulması,
caminin mihrabına Sultan Tuğrul’a ait ok ve yay işaretleri-
nin işlenmesi gibi şartları kabul etmiştir (Görsel 6.16). An-
cak Bizans, Abbasi halifesine ödenen verginin Selçuklulara
ödenmesini kabul etmeyince iki devlet arasında antlaşma
yapılamamıştır.
Pasinler Savaşı’nın Bizans ve Büyük Selçuklu orduları arasında
yapılan ilk önemli mücadele olduğu kabul edilir. Bu mağlu- Görsel 6.16
biyetle gücü kırılan Bizans, Malazgirt Savaşı’na kadar Büyük Tuğrul Bey’in istediği mihrap
(Temsilî)
Selçukluların karşısına çıkamamıştır.
Tuğrul Bey’in antlaşma şartı olarak Emeviler Dönemi’nde TARTIŞALIM
yaptırılan caminin mihrabına kendisine ait olan ok ve yay
işaretlerinin işlenmesi maddesini koydurmasının sebepleri
neler olabilir?
Tuğrul Bey Dönemi’nde Mısır’da egemenliğini sürdüren Fâtı-
miler ve Bağdat’ta bulunan Şii Büveyhoğulları, Abbasilere
yönelik yıkıcı faaliyetlerde bulunmuştur. Abbasi halifesi, Tuğrul
Bey’e bir mektup yazarak halifeliğin Fâtımi ve Büveyhoğul-
larının baskısından kurtarmasını istemiştir. Bunun üzerine
harekete geçen Tuğrul Bey 1055 yılında Bağdat’a girerek
Büveyhoğullarının varlığına son vermiştir. Bağdat camilerin-
de artık hutbeler Tuğrul Bey adına okunmaya başlanmıştır.
Tuğrul Bey’in bu başarısı üzerine, Abbasi halifesi sarayında
Abbasi ve Büyük Selçuklu devleti yöneticilerinin de bulunduğu
büyük bir tören gerçekleştirmiştir. Halife Kaimbiemrillah bu
özel törende zulmü yıktığı, adaleti kurduğu ve İslamiyet’e
yaptığı hizmetler için Tuğrul Bey’e memnuniyetini dile getir-
miştir. Halife Tuğrul Bey’e altın kılıç, sancaklar, hilatlar vermiş
ve başına iki taç giydirmiştir. Tuğrul Bey’in başına giydirilen
iki taç, onun “Şark ve Garpın Sultanı” olduğu anlamına gel-
mektedir. Halife tarafından ilan edilen fermanda Tuğrul Bey,
bütün Müslümanların yüksek hükümdarı unvanı ile anılmıştır.
Böylece halifenin resmî onayı ile İslam âleminin lideri olan
Tuğrul Bey, aynı zamanda bütün yeryüzünün dünyevi hüküm-
darı konumuna gelmiştir. Selçuklu hükümdarları bu olaydan
sonra “Sultan-ı İslam” unvanını kullanmaya başlamıştır.
193