Page 24 - Tarih 9 | 6.Ünite
P. 24
6. ÜNİTE
6.5. BÜYÜK SELÇUKLU DEVLETİ’NDE YÖNETİM VE TOPLUM YAPISI
“Allahu Teâlâ her çağda halk arasından birini seçerek onu
TARTIŞALIM
hükümdarlara yaraşır birtakım özelliklerle donatır. Dünya
işleri ve cihan ahalisinin kamu düzeninden onu sorumlu
kılarak fitne ve kargaşa kapısını onun eliyle kapatır. Adaleti
sayesinde hoşça zaman geçirip kendilerini güvende hisset-
meleri ve idaresine duacı olmaları için insanların gönlünde
ve gözünde ona dair derin bir saygı uyandırır.”
Nizâmülmülk
Cihan ahalisinin kamu düzeni ile Türk devlet geleneğindeki
hâkimiyet anlayışı arasındaki ilişkiyi açıklayınız.
İslamiyet’ten önceki Türk devlet geleneğinde olduğu gibi Bü-
yük Selçuklu Devleti’nde de ülke, hükümdar ailesinin ortak
malı kabul edilmiştir. Selçuklularda devletin tek temsilcisi
sultandır. Töre ve yasaya aykırı olmamak şartıyla her hu-
susta mutlak hâkim olan hükümdar, hiçbir zaman kutsal ve
sorumsuz değildir.
İlk Türk devletlerindeki kut anlayışı Selçuklularda da devam
etmiştir. Buna göre hükümdarın emretme yetkisini doğru-
dan Allah’tan aldığına ve Allah adına hüküm sürdüğüne ina-
nılmıştır. Sultan, halkının itaatine karşılık, onların huzur ve
güvenini temin ederek halkına hizmet etmektedir. Sultanlar,
tarafından yayınlanan fermanlar kanun niteliğindedir ve halk
bu fermanlara uymak zorundadır.
Büyük Selçuklu Devleti’nde sultan adına para (Görsel 6.22)
bastırılır, fermanlara tuğrası çekilir ve ülkenin her tarafında
adına hutbe okunurdu. Savaşlarda ve gezilerde hükümdarın
başının üstünde çetr tutulurdu. Ayrıca namaz vakitlerinde
nevbet çalınırdı.
En üst kademesinde sultanın bulunduğu Selçuklu devlet
teşkilatı; saray, hükûmet, adliye ve ordu unsurlarından oluş-
muştur. Hükümdar, ailesi ve maiyeti ile birlikte sarayda ya-
Görsel 6.22 şardı. Hükümdarın şahsına bağlı olan saray, aynı zamanda
Selçuklu Dönemi’ne ait para
devletin yönetildiği yerdi. Saray teşkilatında çaşnigir, can-
dar, camedar gibi çeşitli görevliler yer alırdı. Saray teşkila-
tında çalışanların başında olan ve onları denetleyen kişiye
“hâcibü’l -hüccâb” denirdi.
Büyük Selçuklularda bütün devlet işleri “Büyük Divan” tara-
fından yürütülürdü. “Divan-ı Saltanat” da denilen Büyük Di-
van’ın başında vezir bulunurdu. Vezir, sultandan sonra divanın
en büyük görevlisi ve onun mutlak vekiliydi. Selçuklularda,
Büyük Divan’a bağlı dört divan daha vardı. Bunlar; devletin
iç ve dış yazışmalarını yapan Divan-ı İnşa (tuğra), bütün ma-
li işlerinden sorumlu olan Divan-ı İstifa, mali ve idari işleri
teftiş eden Divan-ı İşraf ve devletin askerî işleriyle ilgilenen
Divan-ı Arz’dı. Ayrıca Büyük Divan’a bağlı olmayan posta
198