Page 3 - Türk Dili ve Edebiyatı 11 | 8.Ünite
P. 3
Eleştiri
Küçük hikâyelerde bile Flaubert bu usûl-i tetkikten ayrılmaz; bir eserinde mevzu-ı bahs ettiği pa-
pağanı tabiî bir surette tasvir ve tersim edebilmek için kuşun samanla doldurulmuş bir nümunesini
üç hafta yazı masasının üzerinde tutmuştur.
Flaubert en hafif bir hatayı irtikâbdan kendisini şiddetle men eder. Yürüdüğü zeminin her noktası-
nı mükemmelen bilmek arzusundadır. İşte edebiyatta gayr-ı şahsî olmak böyle fennî, esaslı tetkikatta
bulunmağa sevk eyler.
Flaubert eserlerinde hissiyatını, enasını mümkün olduğu kadar setr etmiştir; fakat tamamen çıkar-
mağa muvaffak olamamıştır. Meselâ “Madam Bovary”de Charles’ı sevdiğini, Emma’ya acıdığını hiss
ediyoruz; O da karileriyle beraber ağlıyor. Kadın kendini arsenik ile tesmîm ettiği zaman zann ediyor
ki zehir kendi ağzındadır, kendi zehirlenmiştir. Lâkin tükürmek istediği şeyi yutuyor, kendisini boğan
kanaat-i fikriyesini zabt ediyor.
Ahmet Şuayp, Hayat ve Kitaplar
Büyük Türk Klasikleri
Metinde Geçen Bazı Kelime ve Kelime Grupları
ahlâf: Kendinden sonrakiler. muhaberat: Haberleşmeler, haberleşme dola-
yısıyla yapılan yazışmalar.
âsâr-ı sanat: Sanat eserleri.
efkâr: Düşünceler, fikirler. muhayyer-i ukul: Akılların hayran olduğu.
müellif: Yazar.
ena (ene): Ben, benlik, kendi.
mülevven: Renk renk, renkli.
endîşe-i hakikat: Gerçeklik düşüncesi.
eşhas-ı vakayi: Olaylardaki kişiler. müteallik: 1. İlişkin. 2. İlgili.
nazariyat-ı edebiye ve felsefiye: Felsefe ve ede-
eşkâl-i muhtelife tahtında: Çeşitli şekiller altında.
biyat görüşleri.
fennî: Bilimsel yöntemlere, tekniğe uygun bi-
çimde yapılan. sahra: 1. Çöl. 2. Kır.
gayr-i kabil-i mukavemet: Karşı konamaz. setr etmek: Gizlemek.
tahkik etmek: Soruşturmak.
hâlât-ı ruhiye: Psikoloji.
tefasîl: Ayrıntılar.
hükümferma: Hüküm süren.
icra etmek: Yapmak. temâşâ etmek: Seyretmek, bakmak.
tersim: Resmini yapma.
ictinab (içtinap): Sakınma, çekinme, kaçınma.
tesmîm: Zehirleme, zehirlenme.
ihtiyar-ı sefer: Yolculuğa katlanma.
irtikâb (irtikâp): (metinde) İşlemek, yapmak. tetebbuat: Bir şeyi iyice inceleme, onunla ilgili
bilgi edinme, araştırma.
istihsal: Elde etme.
tetkik: 1. İnceleme. 2. Araştırma.
kari: Okuyucu, okur.
tetkikat: 1. İncelemeler. 2. Araştırmalar.
maada: -den başka, gayrı.
vesaik: Belgeler, vesikalar.
Metin ve Türle İlgili Açıklamalar
Eleştiri
Eleştiri (tenkit), bir sanat yapıtının iyi ve kötü yönlerini inceleyerek bir yargı ile belirten yazı türüdür.
Eleştiri türünde eser veren kişiye eleştirmen denir. Eleştirinin türlere ayrılmasında farklı değerlendir-
meler olmakla birlikte temelde konularına ve eleştirmenin tutumuna göre bir ayrım söz konusudur.
235