Page 30 - Türk Dili ve Edebiyatı 12 | 4.Ünite
P. 30

4   ÜNİTE




                yokladı. “Şu kızın defterini elinden al, elime
                ver yarabbim!” diye dualar etti. Son son ru-
                hunu teslim aldıkları gün gözleri açık kalırsa
                getirip defteri karnına koyması için Dirmit’e
                vasiyet üstüne vasiyet etmeye başladı. Dir-
                mit’in şiir bulan yüreği taş kesildi. “Uzaktan
                olsun görsün, merakım biraz olsun yensin!”
                demedi. “Radyoyu kırdınız, çamuru ağlattı-
                nız, defterime mi geldi sıra!” dedi. Atiye’ye
                defterin ucunu bile göstermedi.
                   (...)

                   Nuğber, şehirli bir gençle evlenir. Seyit as-
                kere gider. Mahmut, teknik kaplama işine gi-
                rer, kısa zamanda bu işte çok iyi bir usta olur
                ve evin geçimini rahatlıkla karşılamaya baş-
                lar. Eve katkıda bulunması onun gitarla ve
                müzikle de kimse karışmadan rahat rahat il-
                gilenmesini sağlar.
                   Atiye, kalp ve karaciğerinden rahatsızdır.
                Rahatsızlığı ileri düzeydedir. Kendisinin ölü-
                münden sonra çocuklarına neler olacağı ko-
                nusunda endişeler taşır. Huvat ise artık köye
                dönmeyi, tek odalı da olsa bir ev yapıp orada
                yaşamayı düşünür.
                   Sokaklara, denize, gökyüzüne, yaşama tut-
                kuyla bağlı olan Dirmit; kendisini bu tutkuyu
                ifade edebilecek tek araç olarak gördüğü şi-
                ire verir. Aile bireylerinden uzaklaşmasına
                neden olan bu uğraş, evdekilerin tepkisini
                çeker. Dirmit’in şiir yazması yasaklanır. Dir-
                mit yedi gün boyunca evdeki kişilerle konuş-
                mama cezası alınca bütün aileye hitaben uzun bir mektup yazar. Mektubun bazı sayfalarının şehir üs-
                tünde uçuştuğunu Halit’ten duyan Atiye, o gün yatağa düşer ve bir süre sonra da ölür.

                                                                                 Latife TEKİN, Sevgili Arsız Ölüm








                   METİNDE GEÇEN BAZI KELİME VE KELİME GRUPLARI

                 buğu               : Soğuk bir cisim üzerinde ince bir tabaka durumunda yoğunlaşmış sıvı.
                 haft               : Çeşme oluğu.
                 kara kara düşünmek  : Çok üzüntülü olmak, düşünceye dalmak.

                 peşine düşmek      : Arkasından gitmek, izlemek.
                 siper etmek        : Kendini veya bir şeyi korumak amacıyla bir başka şeyi siper olarak kullanmak.
                 taş kesilmek       : Çok şaşırıp ne yapacağını, ne söyleyeceğini bilememek, sesini çıkaramaz olmak.
                 tulumba            : Sıvıları alçak yerlerden çekmeye veya yüksek yerlere çıkarmaya yarayan araç.








                 176
   25   26   27   28   29   30   31   32   33   34   35