Page 14 - Türk Dili ve Edebiyatı 9 - Ünite 4
P. 14
4. Ünite
Metinde Geçen Bazı Kelime ve Kelime Grupları
ayıtmak: Söylemek, demek. nizâr: Zayıf, arık.
enek: Çene. od: Ateş.
har: Eşek. sünük: Kemik.
ıs: Sahip. şikeste: Kırık, kırılmış.
katı: Pek, ziyade, şiddetli. tan: Yerme, ayıplama.
kısu: Sıkıntı, üzüntü. yağır: Hayvanın omzunda ve arkasındaki yara.
Metin ve Türle İlgili Açıklamalar
Fabl
Fabl; kahramanları çoğunlukla hayvanlardan seçilen, ders verme amacı güden, genellikle man-
zum bir edebî türdür. Fabllarda bir öğüt yer alır. Bu öğüt, genellikle bir atasözü ya da özdeyiş yoluyla
verilir. Fabllarda soyut kavramlar, somut olaylar yardımıyla anlatılır.
İnsanların başından geçen her türlü olay fablın konusunu, iyilik-kötülük gibi çatışmalar olay örgü-
sünü oluşturur. Kahramanlar genellikle hayvanlardır fakat insanlar da zaman zaman bu kahramanlar
arasında yer almaktadır. Hayvanlar fablda kurnazlık, cesaret, kibir, kıskançlık, kahramanlık gibi insani
özellikleri temsil edecek şekilde yer alır; bunun için fabllarda genellikle teşhis ve intak sanatlarından
yararlanılır. Olaya dayanan diğer türlerde olduğu gibi fablda da öyküleyici anlatıma başvurulur. Fabl
türünde de masalda olduğu gibi yer ve zaman belirsizdir. Ders verme amacı güdüldüğü için dili sade-
dir. Zaman zaman kalıp sözlere yer verilir. Masalda olduğu gibi fablda da “dostluk, dayanışma, korku,
öfke, kurnazlık” gibi evrensel tema ve kavramlar işlenir.
XIII. yüzyılda yaşamış İranlı şair Sadi’nin Gülistan adlı eserinde fabl özelliği taşıyan parçalara rast-
lanmaktadır. XVII. yüzyılda Fransız yazar La Fontaine, Ezop ve Beydeba’dan esinlenerek fabllar yaz-
mıştır. Amerikalı yazar Richard Bach’ın (Riçırt Bah) Martı, İngiliz yazar George Orwell’in (Corç Orvıl)
Hayvan Çiftliği, Fransız yazar Antoine de Saint-Exupéry’nin (Antuen dö Sant Ekzuperi) Küçük Prens
gibi eserleri fabl türünden etkilenilerek yazılmıştır.
Türk edebiyatında fabl niteliği taşıyan örnekler, Hint, Arap ve İran edebiyatından esinlenilerek
oluşturulmuştur. XIII. yüzyılda Mevlana’nın Mesnevi’sinde fabl özelliği taşıyan parçalara rastlanmakta-
dır. Gülşehri’nin XIV. yüzyılda Farsçadan çevirdiği Mantıku’t Tayr adlı
eser fabl özelliği göstermektedir. XV. yüzyılda Şeyhî’nin yazdığı Har-
nâme, Türk edebiyatındaki ilk fabl örneğidir. Şinasi, 1859 yılında La
Fontaine’in (La Fonten) fabllarını Türkçeye çevirmiştir.
Ünlü bir göz hekimi olan divan şairi Şeyhî’ye, Çelebi Sultan Meh-
met’in göz hastalığını tedavi ettiği için Tokuzlu köyü tımar olarak
verilmiştir. Şeyhî, Tokuzlu köyüne giderken tımarın eski sahiplerinin
saldırısına uğramış; başına gelenleri Harnâme’de sembolik biçimde
anlatmıştır. Dönemine göre yalın bir dille yazılan Harnâme, 126 beyit-
ten oluşan bir mesnevidir. Sanatçı, bu eserde, insanlar arasında geçe-
bilecek olayları teşhis ve intak sanatlarından yararlanarak hayvanlar
aracılığıyla anlatmıştır. Anlatma, gösterme, iç konuşma, diyalog anla-
tım teknikleri ile betimleyici, mizahi, eleştirel anlatım tutumlarından
yararlanmıştır.
Küçük Prens
126