Page 17 - Türk Kültür ve Medeniyet Tarihi 11 | 6.Ünite
P. 17
Türklerde Sanat
C) OSMANLI DEVLETİ’NDE SANAT
HAZIRLIK ÇALIŞMALARI
1. Sanatın kültürler arası etkileşimdeki önemi hakkında neler söyleyebilirsiniz?
2. Yaşadığınız bölgedeki mimari eserleri yeteri kadar koruduğunuza inanıyor musunuz?
6.3. Osmanlı Sanatının Özgün Özellikleri
Osmanlı Devleti’nin sanat anlayışında ilk Türk devletleri ile Türk İslam devletlerinin izleri
görülmekle birlikte, bu sanat anlayışının kendine has bir standardı ve uyum üslubu vardır.
Zira Osmanlı Devleti hâkim olduğu coğrafyaların kültürünü çok iyi harmanlamış ve bu kültür
çeşitliliğini bir arada yaşatarak sanat anlayışına yansıtmıştır. Osmanlı Devleti, hüküm sürdüğü
coğrafyadan etkilenmesi sonucu mimaride üst kubbeyle örtülü kare birimini uygulamaya baş-
lamıştır.
Altı yüz yıldan fazla süren Osmanlı
sanat anlayışı, kendi içinde mimari ve el
sanatları olarak iki gruba ayrılırken üslup
yönünden de Erken Dönem, Klasik Dö-
nem ve Geç Dönem Osmanlı sanatı olmak
üzere üç döneme ayrılmıştır.
Orta Asya’dan başlayıp Balkanlar’a
kadar uzanan bir süreci kapsayan bu sa-
nat, mimarlıktan el sanatlarına kadar geniş
ve zengin bir alanda varlığını sürdürmüş-
tür. En önemli ve özgün eserleri mimari
alanda ortaya çıkan Osmanlı sanatında,
mimarinin yanında; çinî (Görsel 6.43),
seramik, halı, minyatür, hat, ebru, ahşap
Görsel 6.43: Sultan Ahmet Camisi çinileri (İstanbul) işçiliği ve maden işlemeciliği sanatları da
önemli bir yere sahiptir.
Osmanlı üslubu, soyut ve kavramsal olmamış, gözlemci, akılcı ve işlevsel özellik taşımıştır.
Bu anlayışla inşa edilen mimari yapılar, bir yandan günlük hayatın ihtiyaçlarını karşılamış, bir
yandan da sanatsal değer taşımıştır.
Osmanlı sanatında özgün özellikler, Fatih Sultan Mehmet ve II. Bayezid dönemlerinde or-
taya çıkmış, Kanuni Sultan Süleyman, II. Selim ve III. Murat dönemlerinde en gelişmiş biçimine
ulaşmıştır. Bu sanatsal özellikler, Osmanlı sanatını tanımlayan ve onu kalıcı kılan görsel bir
üslup bütünlüğünü oluşturmuştur. Osmanlıyla özdeşleşen bu sanat tarzı, devletin kurumları
aracılığıyla devletin o dönemdeki başkenti olan İstanbul dışındaki diğer bölgelere de yayılmıştır.
Mimar Sinan dışındaki diğer Osmanlı sanatçıları kendileri ve eserleri hakkında yazı yazma-
mışlardır. Yaşadıkları dönemde onları anlatan veya değerlendiren yazılar da bulunmadığı için
Osmanlı sanatı, genelde sanatçısının ismi bilinmediği için anonim sanat özelliği taşımıştır.
Osmanlı sanatı, bir devlet ve saray sanatı olarak ortaya çıkmıştır. Bu özgün sanatın ortaya
çıkmasında sultan ve çevresinin çok büyük destekleri olmuştur. Sultanların anneleri, eşleri,
şehzadeler, sadrazamlar ve diğer yöneticiler vakıflar aracılığıyla sanatı canlı tutmuşlardır. En
görkemli mimari eserleri onlar yaptırmış, her alanda en güzel örnekler onlara sunulmak üzere
hazırlanmıştır. Öncelikle cami gibi sosyal kurumların yapımı, tezhipli Kur’an-ı Kerimler, işlen-
miş altın ve gümüşler, mücevherler, fildişi gibi kıymetli madenlerle bezenmiş günlük yaşam
takıları, sanatı canlı tutmaya çalışan bu kişilerin beğenisi dikkate alınarak hazırlanmıştır. Os-
manlı devlet yöneticileri yeni uygulamaları, yeni akımları ve yeni tarzları her zaman desteklemiş
ve bunların yaygınlaşmasına öncülük etmiştir. Sanatsal üretim, sarayın kurumları aracılığıyla
örgütlenmiştir.
217