Page 110 - Yönetim Bilimi (Tüm Kitap)
P. 110
Yönetim Bilimi
Okuma Parçası
Aşağıdaki metni okuduktan sonra, doğru iletişim kurma ile ilgili gö-
rüşlerinizi arkadaşlarınızla paylaşınız.
Sağırın Hasta Ziyareti
Bir gün anlayışlı, yol yordam, hal hatır bilen bir kişi bir işitme engelli arka-
daşına: “Komşun hasta.” diye haber verdi. Bunun üzerine işitme engelli
adam düşündü ve kendi kendine, “Bu sağır kulaklarla komşumun sözünü
anlamam mümkün değil fakat yine de gitmek lazım; gitmezsem olmaz.”
diye düşündü. Sonra şöyle dedi:
“Hastayı ziyarete giderim. Ona, ‘Ey benim sevgili dostum nasılsın?’
derim. O zaman elbette ki ‘İyiyim.’ yahut da ‘Hoşum, şükürler olsun.’
diye cevap verecek. Ondan sonra ‘Ne çorbası içtin?’ diye sorarım. O da
‘mercimek çorbası’ diye cevap verecek, o zaman ben de, ‘Afiyet olsun.’
dedikten sonra hekimlerden kim geliyor, seni kim tedavi ediyor?’ diye so-
rarım. O ‘filan hekim’ deyince ‘O hekimin ayağı çok uğurludur, o geldi mi
işin yolunda demektir. Biz de onu denedik. Neye elini sürerse, kimi tedavi
ederse onun işi tamam demektir.’ derim.”
İşitme engelli adam, kafasında soruları ve cevapları kurarak komşusu-
nu ziyarete gitti, önce ona selam verdi, sonra “Nasılsın komşum?” diye
sordu.
Komşusu inleyerek: “Ölüyorum.” dedi. Sağır, daha önce düşündüğü gibi
“Çok şükür” deyince buna hastanın canı çok sıkıldı. “Bu ne biçim kom-
şu, galiba benim kötülüğümü düşünüyor.” diye düşündü. Tam bu sırada
işitme engelli adam devam etti: “Ne yedin?” diye sordu. Hasta kızgınlıkla
“Zehir!” dedi. İşitme engelli adam sakince “Afiyet olsun.” dedi. Bunun
üzerine hasta, iyice sinirlendi fakat sesini çıkarmadı. Adam devam etti:
“Tedavi için hekimlerden kim geliyor?” dedi. Artık dayanamayan hasta,
“Başımdan defolup git be adam, kim gelecek Azrail geliyor!” diye bağırdı.
Bunun üzerine işitme engelli adam “Ha o mu, onun ayağı çok uğurludur,
artık üzüntüyü bırak, sevin, neşelen.” dedi. Artık hastanın üzüntüsünün
sınırı yoktu, âdeta kahrolmuştu.
İşitme engelli adam, komşuluk hakkını ödedim, hasta komşumun hâlini
hatırını sordum diye sevinerek dışarı çıktı. Hasta adam ise bu sırada “Bu
adam benim düşmanımmış, kötülüğümü istiyormuş, bugüne kadar anla-
yamamışım.” diye düşünüyordu.
Mevlana, Mesnevi
108