Page 61 - ESTETİK 11
P. 61
Görsel 2.36: Ahşap Çerçeve, Darryl Cox [Derril Koks (1955-…)], 2015, Özel Koleksiyon
OKUMA PARÇASI
Güzel sanatlar dışında kalan kunduracılık, duvarcılık marangozluk vb. meslek dalları
için bugün “zanaatkârlık” terimini kullanmaktayız. Fransızca ve İngilizcede bu tür iş-
leri yapanlara “artist” değil, “artisan” denmektedir. Küçük çaptaki atölyelerde ustadan
çırağa öğretilerek kazanılan bu beceri, daha geniş çaptaki fabrikalarda tekrarlandığı
zaman ortaya endüstri olgusu çıkmaktadır.
Endüstriyel sanatlarla güzel sanatlar arasındaki ilişkileri şöylece sıralayabiliriz:
1. Endüstriyel sanatlar, genellikle ilk yaratılan örnek (prototip) bir tasarımcı elinden
çıktığı için sanat eseri kategorisine girebilir. Ancak zanaatkârca bir üretim, genel
olarak yüksek bir yetenek gerektirmez. Yaratma yerine öğrenme yoluyla elde edilip
tekrarlama yoluyla geliştirilen bir teknik ve el becerisi yeterlidir. Bu anlamda tekni-
ğin rolü büyüktür. Sanat eseri her zaman tek, eşsiz ve benzersizdir. Kopya edilebilir
ama asla tekrarlanamaz.
2. Endüstriyel alan, günlük kullanım eşyası üretir. Üretilen eşya kaçınılmaz olarak pi-
yasaya sürülür. Sanat eserinin günlük kullanımda bir işlev taşıması gerekmez. Söz-
gelimi güzel olarak nitelendirdiğimiz, seyretmeye doyamadığımız bir vazo, su taşı-
mak için hiç de elverişli olmayabilir.
3. Endüstri veya zanaatkârlık ürünü çoğu kez farklı ustaların ortak veya zincirleme
çalışmasıyla tamamlanır. Her uzman veya teknisyen işini en iyi şekilde yaptığından
ortaya çıkan ürün, fonksiyonel bakımdan mükemmel olacaktır. Sanat eseri, hemen
daima tek kişinin ürünüdür. Çoğu kez bir ekip çalışması gerektirmez.
(Selçuk Mülayim, Sanata Giriş, s. 22)
59