Page 56 - ESTETİK 11
P. 56
Bilgi 2.8. Sanat ve Zanaat Kavramı
Notu
Sanat kendi mecrasında yürümeye başlamadan önce, bir meslek
‘‘ olarak algılanmış ve meslek örgütlerinin içine dâhil edilmiştir. 18.
yüzyıldan önce bugün anladığımız anlamda sanat ve zanaat ara-
Sanat, akademilerin ku-
rumsallaşması ile birlikte sında bir karşıtlık yoktu. “Sanatçı” ve “zanaatçı” terimleri birbiri-
nin yerine kullanılıyordu. “Sanatçı” kelimesi yalnızca ressamları
usta-çırak ilişkisinden us- ve bestecileri değil aynı zamanda ayakkabıcıları, at arabası teker-
ta-öğrenci ilişkisine dö- leği yapımcıları gibi meslekleri de ifade ediyordu.
nüştü. 1750-1800 yılları
arasında güzel sanatlar Ressamların loncalar şeklindeki ilk örgütlenmeleri 14. yüzyılda gö-
zanaattan; sanatçı ise rülmüştür. Diğer meslek insanları gibi ressamlar da usta-çırak iliş-
zanaatçıdan keskin bir ‘‘ şe- kisi içindeki bu sistemi kullanıyordu. Kapitalist ekonomik siste-
kilde ayrıldı. min değiştirdiği ticaret, mesleklerin örgütlenme biçimlerinde de
değişimlere olanak sağlayarak akademi ve meslek kuruluşlarının
ortaya çıkmasını sağladı. Akademiler, sanatın ve sanat dallarının
eğitiminde aktifleşti.
1800-1830 yılları arasında sanat terimi bağımsızlaşmış, sanatçılık kutsal görülmüş ve
estetik kavramı da beğeninin yerini almaya başlamıştır. Sanat zanaattan ayrılmış, sa-
natçı farklı bir toplumsal düzeyde varlığını sürdürmüştür. Güzel sanatlar alanında, sa-
nat yapıtları artık galerilerde ve müzelerde sergilenmeye başlamıştır. Sanat alanında
gelişmeler yaşanırken zanaatta da dönüşümler yaşanmıştır. Üretim sistemlerindeki
makineleşme sonucunda el işçiliği bırakılmış, zanaat atölyeleri kapanmıştır. Sanat statü
olarak yükselirken zanaat değersizleşmeye başlamıştır (Görsel 2.35).
Endüstriyel ürünlerin yükselişi, sanat ve zanaatın birleşmesini sağlamıştır. Endüst-
riyel ürünlerin işlevsellik, faydacılık ve estetik ilkeler ile gündelik hayata katılma-
sı gerektiğine ilişkin eğitim yöntemleri sunulmuştur.
Bu yöntemler, sanatı tasarımın içine sokarak madde ile sa-
natı yeniden ilişkilendirmeyi, sanatla zanaatı yeniden bu-
luşturmayı hedeflemiştir.
2.8.1. Sanat ve Zanaat Arasındaki Fark
Kant’a göre zanaat ile sanat arasındaki temel fark üreti-
cinin beklentisidir. Zanaatkârın beklentisi yaptığı işin kar-
şılığı iken sanatçı bu faaliyeti hoş bir faaliyet olarak
görmektedir. Sanat ve zanaat uzun yıllar aynı anlamda
kullanılmış 18. yüzyılda bir ayrışma gerçekleşmiştir. Şiir,
mimarlık, resim, müzik, heykelcilik gibi alanları kapsayan
güzel sanatlar uygulamaları ile ayakkabıcılık, nakışçılık,
tamircilik gibi el işçiliğine dayanan alanlar birbirinden
ayrışmıştır. Çünkü sanat eseri tek ve biriciktir; zanaat ise
estetik değeri olsun ya da olmasın, günlük hayatta kulla-
nılan, aynı ürünün tekrarlarından oluşan, el işçiliğine da-
yanan, tek kalıptan çıkmış ürünlerdir. Güzel sanatlar için
güzellik kaygısı ve özgünlük gerekli görülürken zanaat için
beceri ve kuralların olması yeterli görülmüştür. Sanatın
amacı kendini gerçekleştirebilmek ve kişisel tatmin sun-
Görsel 2.35: İran halısı mak iken zanaatın amacı fayda ve eğlence sunmaktır.
54