Page 51 - İMGESEL RESİM 12
P. 51
TAMAMLAMA-DÖNÜŞTÜRME-YORUMLAMA
“Âşık Veysel’in, Yunus Emre’den bu yana gelen gerçek âşıklar zincirinin son halkası olduğu üzerine
söylenenlere katılmıyorum. Âşık Veysel de buna katılmazdı. Aslan yatağı boş kalmaz.” (Kültür, 2011).
Resimde yer alan renkler ve biçimler birer gösterge olarak ele alınabilir. Ayrıca çizgisel, stilize edilmiş figür
ve motifler, bağlama çalan insan figürü, resim kompozisyon çerçevesi, bitki ve hayvan stilizasyonları, göz,
saz, kuş, güvercin el, ayak, siyah konturlar da birer gösterge olarak kabul edilip incelenebilir (Soylu &
Köroğlu, 2017) .
Bedri Rahmi Eyüboğlu’nun “Âşık Veysel” adlı eserindeki göstergelerin her biri kavram olarak ele alınabilir
ve yorumlanabilir. Resimdeki göstergeleri ve göstergelerin anlamlarını Tablo 1’de görmek ve yorumlamak
mümkündür.
Tablo 1: Göstergebilim Anlam Çözümleme Şeması (Soylu, 2016)
Gösterge Düz anlam Yan anlam Derin anlam
Enstrüman çalan kişi, Ozan, Âşık Veysel, âşıklık Anadolu halk kültürü,
Bağlama çalan figür
müzisyen geleneği Türk mitolojisi
Bağdaş kurmak Oturmak Huzur, keyif Anadolu kültürü
Gözlerin kapalı olması Kör olmak Engellilere özel ilgi İnanç, merhamet ve şefkat
Hayvan ve bitki Canlı, doğaya ait olan, Doğa tutkusu Natüralizm
figürleri stilizasyon
Mavi kuş Hayvan Haberci Özgürlük
Beyaz güvercin Hayvan Barış, huzur, masumiyet Din, mitoloji, ideoloji
Lale motifi Bitki, çiçek Doğal yaşam izlenimleri Yaratıcı, sevgi ve sevgili
Kırmızı Renk Kan Duygusal coşku
İnanç ve şükür, gönül
Göz Görmek Görmenin nimet olması
gözü
Anadolu halk kültürü, Türk
Bağlama sazı Müzik aleti Halk müziği
mitolojisi
Anadolu halk kültürü ve
El Organ Yetenek, ustalık âşıklık geleneğinde dua-
yen olma.
Alnı açık deyimi, saflık Anadolu kültürü ve mito-
Açık alın Anatomik yapı
ve masumiyet lojisi
BUNLARI BİLİYOR MUSUNUZ?
Bedri Rahmi Eyüboğlu, hocası İbrahim Çallı ile arasında geçen bir diyaloğu şöyle ifade etmektedir:
“Geçen gün, benim sevgili öğretmenim Çallı bizim eve geldi. Ona bütün işlerimi gösteremedim. Fakat
duvarda asılı işlerimi gördü. Döndü, ağabeyime: 'İşte ben Bedri’de bunu çok seviyorum. Ona bir Alman
ressam denilebilir mi? Denilemez! Ona bir Fransız ressam denilebilir mi? Denilemez! Hele Hollandalı bir
ressam hiç denilemez. O bir Türk ressamdır. Zevki de Türk zevkidir'.”
İbrahim Çallı’nın bu tespitlerinden, Eyüboğlu’nun Türk kültürünü ne denli önemsediğini ve kendine
has bir üslupla eserlerine yansıttığını anlamak mümkündür.
49