Page 62 - GELENEKSEL TÜRK SANATLARI MİNYATÜR 11
P. 62
Okuma Parçası
Osmanlıda Ehli Hiref Teşkilâtı
Arapça bir kelime olan ehl-i hiref kelimesi “ehl” Ehl-i Hiref Teşkilatı kendi ustalarını bünyesinde ye-
ve “hiref ” sözcüklerinin birleşiminden oluşmuştur. tiştiren bir kurum olduğu gibi dışarıdan da pek çok
Ehil: mâlik, sakin, muktedir; hiref, hırfet kelimesinin yabancı sanatçı bu teşkilata girmiştir. Seferler sırasın-
çoğulu olup sanat manasındadır. Erbab-ı hırfet: Sa- da ustalıkları ile padişahlardan takdir görenler, saraya
natkârân esnaf, yani sanat erbabı demektir. Ehl-i hiref getirilmiştir. Özellikle İranlı sanatçıların, Osmanlı min-
ise yine bu kabilden sanat erbabını ifade etmek için yatür sanatında ortaya koydukları üslup dikkate de-
kullanılmaktadır. ğerdir. Zira incelenen defterlerdeki yabancı memleket
Ehl-i Hiref-i Hassa Teşkilâtı, Osmanlı kültür tarihinin- isimleri farklı memleketlerden gelen pek çok sanatkâ-
belki de en önemli kurumlarından bir tanesidir. Sa- rın olduğunun kanıtıdır. Nitekim Yavuz Sultan Selim'in
rayın himayesinde kurulan bu teşkilat pek çok sanat Çaldıran Seferi'nden dönüşte Tebriz'den çok sayıda
grubunu içinde barındırmıştır. Osmanlı Devri'nin en sanatkârı İstanbul'a getirdiği ve onlara çalışma ortamı
güzel sanat eserleri bu grubun elinden çıkmıştır. Bu sunduğu bilinen bir vakıadır.
cemaatin örgütlenmesinin tamamlanması II. Bayezid İstanbul'daki çarşı esnafından da sanatlarında ehil
Dönemi'ne denk gelmektedir. Sanatkârlar genellikle olanlar zaman zaman saraya çağırılmış, faaliyetlerini
padişahın ve Enderun ağaları gibi saray halkının ver- burada sürdürmüşlerdir. Bu bakımdan saray sanat-
diği tamir işleri ve siparişler doğrultusunda eserler kârları ile çarşı esnafının birbirleri ile bağlantılı iki ku-
vermişlerdir. Siparişler verilirken desen, renk gibi ay- rum olduğu söylenebilir. Bunda iki kurumun da sara-
rıntılar verilir, sanatkârlar ona göre eser üretirlerdi. yın denetimi altında olmasının payı büyüktür. Saray
Ehl-i Hiref Teşkilatı, usta ve çıraklardan oluşan bir sanatkârlarının saray hizmetinde çalışması gibi, çarşı
cemaatler bütünüdür. Her sanat grubunun ser bölü- esnafı da ihtiyaç dâhilinde sarayın gereksinimlerini
ğü (bölükbaşı), ser odası (odabaşı), kethüdâsı ve çırak karşılamıştır. Çarşı esnafı olarak bilinen esnaf lonca-
grubu bulunmaktadır. Genel olarak böyle olmakla bir- ları da tıpkı saraydaki gibi usta-çırak ilişkisi dâhilinde
likte, sadece ustalardan oluşan cemaatler de mevcut- yetiştirilmiştir. Ahîlik geleneğine göre yetişen ustalar,
tur. Ancak bu cemaatlerin faaliyetlerini belli bir usule saraydaki faaliyetlerini de bu disiplin çerçevesinde
göre yaptıkları muhakkaktır. Bazı ustaların saray dışın- sürdürmüştür. Genel olarak devşirmelerden alınıp te-
da Edirne Sarayı'na ya da başka sancaklara da giderek melden yetiştikleri görülse de teşkilâta sonradan dâhil
faaliyette bulunmuşlardır. olup sanat öğrenenler de mevcuttur.
Ehl-i Hiref Teşkilatı'ndan hazinedarbaşı, yardımcısı Sanatkârlar maaşlarını üçer aylık dönemlerde hazi-
ve hazine kethüdası sorumlu idi. Genellikle Has Oda- nedarbaşı vasıtasıyla alırlardı. Ödemeler ikinci avluda
lılardan seçilen hazinedarbaşı; içerisinde çok değerli bulunan Divanhane'de yapılırdı. Üç aylık maaşları dı-
mücevher, kumaş, altın gibi değerli eşyaların bulun- şında yaptıkları işlere göre de ücret alırlardı. En yüksek
duğu Enderun Hazinesi'nin de başında bulunuyordu. ve en düşük ücret ortaya koydukları çalışma ile paralel
Hazinedarbaşı, sanatkârların maaşlarını verdiği gibi bir şekilde gitmekteydi. Kimi zaman en yüksek maaşı
padişahın özel isteklerini ustalara iletir ve malzemele- o cemaatin ser bölüğü veya kethüdası alırken bazı du-
rini de karşılardı. Yapılan işleri takip etmek ve cema- rumlarda onlardan daha yüksek ücret alanlar da gö-
atlerde görevlendirilecek kişileri seçmek de hazine- rülmekteydi. Bununla birlikte, ücretleri sabit kalan us-
darbaşının görevleri arasındaydı. Yeteneklerine göre talar da mevcuttu. Sonuç olarak ücret konusunda belli
başka cemaate geçecekler, teşkilata yeni alınacaklar bir usulün yanında, herkes yaptığı işin hakkını alırdı.
ve yapılan tüm terfiler onun emriyle gerçekleşmek- Bu da sarayın sanatkârı ihya ve teşvik etmesi bakımın-
teydi. Saray hazinesinin en yetkili kişisi olarak seferle- dan oldukça önemlidir.
re padişahın yanında iştirak ederdi. Başka bir göreve
atandığında veya görev süresi dolduğunda, hazineyi TDV İslam Ansiklopedisi, cilt 11, s. 423-425'ten
sayarak teslim etmek zorunda idi. kısaltılıp sadeleştirilmiştir.
Ehl-i Hiref Teşkilatı'nda faaliyet gösterecek olan ki-
şiler, devşirmelerden seçilir, becerilerini kabul ettir-
miş olanlar da teşkilâta girmeye hak kazanırdı. Acemi
Ocağı'nda yetişen gençler yeteneklerine göre farklı
görevlerde yükselmişler, içlerinden sanata yetenekli
olanlar da Ehl-i Hiref Teşkilatı'na alınmıştır.
59