Page 154 - MÜZE EĞİTİMİ (seçmeli 9,10,11 ve 12. sınıflar)
P. 154

MÜZE EĞİTİMİ                                                                                                                                                   MÜZE EĞİTİMİNİN TARİHSEL GELİŞİM SÜRECİ



                   OKUMA PARÇASI




            Aşağıdaki metni drama yöntemini kullanarak sınıf ortamında canlandırınız.
            Merhaba ben Güneş. Bugün sizlere müzelerden, müzelerdeki eserlerden ve müzelerde gerçekle-
            şen eğitimlerden söz edeceğim. Ancak aramızdaki bu paylaşımın sihirli bir tarafı var. Elimde görmüş
            olduğunuz saat tıpkı Alaaddin’in ‘Sihirli Lambası’ gibi dokunduğumuzda bizi istediğimiz müzeye ve
            zaman dilimine götürüyor. Bugün de bizleri çeşitli müzelere ve müzelerde gerçekleşen etkinliklere
            götürecek. Hazırsanız başlayalım!

            Öncelikle müzelerin müthiş mekânlar olduğunu söylemeliyim. Müzelerde pek çok şey öğrenebi-
            liriz: Heykeller, tarihî eserler, çeşitli kültürlere ait eşyalar bunlardan bazılarıdır. Müzede bir saç
            tokasına rastlayabilirsiniz ya da tahta bir kaşığa hatta tarihte yapılan ilk anlaşmayı taş bir tablet üze-
            rinde de görebilirsiniz. Gördüğümüz nesneler ilk anda anlamsız gelebilir ancak hikâyesini dinledi-
            ğimizde ya da bu nesnelerle farklı etkinlikler yaptığımızda onu kullanan kişileri, nasıl kullanıldığını,
            ne işe yaradığını eğlenceli bir biçimde öğrenebilirsiniz.

            Bazı insanlar müzeleri sıkıcı yerler olarak görüyor. Ben aynı fikirde değilim. Düşünsenize okulda,
            sıralarda oturarak işlediğimiz konuları müzelerde pek çok eseri görerek öğrenebiliriz. Müzeler bil-
            giyi yalnızca kitaplarla değil aynı zamanda çeşitli nesnelerle, sanat eserleriyle öğrenebileceğimizi
            kanıtlıyor. Müzelerde, ders kitaplarında, satır aralarında gördüğümüz kralların, padişahların ya da
            tarihî kişilerin heykellerini görebilir, onların kullandıkları eşyaları gözlemleyebiliriz. Aslında müze-
            ler bu hâliyle tarihi, tarihte yaşanmış olayları, kişilerin arasında geçen konuşmaları gözlerimizin
            önüne seriyor. Tıpkı, kolumuzdaki sihirli saat gibi. Ona dokunuyoruz ve bizleri tarihte görmek iste-
            diğimiz döneme götürüyor.
            Müzelerde eğitimin tarihi oldukça eskiye dayanıyor. Mesela Birinci Dünya Savaşı zamanında (1914-
            1918) müzelerde dersler yapılmış ve müzeler öğrenme ortamları olarak kullanılmış. Savaş sebebiy-
            le okullarda yapılamayan dersler müzelerde gerçekleştirilmiş. Bunun öncesinde, XIX. yüzyılda ilk
            çocuk müzesi olmak üzere eğitim amaçlı pek çok müze kurulmuş. Çocuklar için kurulan müzeler,
            daha eğlenceli bir ortamda gözlem yapmak, keşfetmek, araştırma yapmak amacıyla oluşturulmuş.
            Okuldaki derslerden daha farklı bir ortamda derslerin işlenmesi ve bilimsel konuların yaparak ya-
            şayarak öğrenilmesi için çalışmış o zamanki müze eğitimcileri.
            Müzelerde pek çok konuya ilişkin çalışmalar yapıldı. Doğa tarihi müzelerinde bilim insanlarının
            günlük araştırmalarında kullandıkları nesnelerle ilgili çalışmalar, arkeoloji müzelerinde tarihte ya-
            şamış topluluklara ve medeniyetlere ait koleksiyonlar oluşturuldu. Etnografya müzelerinde insan-
            ların yaşamlarına ilişkin eşyalar sergilendi. Tüm bu süreçte eğitimdeki gelişmeler, öğrenci merkezli
            eğitim görüşü yeni yöntemlerin kullanılmasını sağlamış. Okullarda çeşitli konularda müzeler kurul-
            muş. Bu müzelerin kurulmasında öğretmenler, öğrenciler, ebeveynler birlikte çalışmışlardır. Bazı
            müzeler ise müze içinde bulunan öğretim nesnelerini, kopya eserleri okullara göndererek okullar-
            da kurulan müzelere destek olmuşlar.
            Müzeler yukarıda saydığımız tüm özellikleriyle bizleri bekliyor. Oynanacak oyunlarla, canlandırıla-
            cak tarihî kişilerle, yapılacak etkinliklerle ve öğrenecek yeni bilgilerle… Kendimizi bazen elimizdeki
            bir kâğıda eserlerden birini çizmeye çalışırken bazen de eserlerin nerede olduğunu, hangi malze-
            meden yapıldığını keşfederken bulabiliriz. Tek yapmamız gereken elimizdeki sihirli lambaya doku-
            nup müzenin sihirli kapısından içeri girmek. Gerisini müzeler getirecektir.
                                                                 Gökhan Karaosmanoğlu tarafından yazılmıştır.



          152
   149   150   151   152   153   154   155   156   157   158   159