Page 60 - İKİ BOYUTLU SANAT ATÖLYE 12
P. 60
Sanatçı nesnel dünyayı algılarken imgelerden yararlanır. Kimi zaman düşleri, korkuları ya da
gerçekte gördüğü nesneleri, yaşadığı olayları imgeler yoluyla sanatsal olarak ifade etme isteği
duyar. Bu istek sanatsal, estetik bir değer hâline geldiğinde sanatsal imgelem oluşmaktadır. Bu
durumda imgelerin anlam ve ifade birikimi kazandığında sanat eserine dönüştükleri söylenebilir.
İmgelerin anlamlandırma süreci boyunca sanatçı bir çok uyaranı da bellek süzgecinden ge-
çirir. Zenginleşen bu imgeler gerçeküstücü sanatçıların eserlerinde açıkça görülebilir. İmgelem,
nesnel dünyaya dışarıdan bakmak veya bir anlamda gerçeküstücülerin eser örneklerinden yola
çıkılarak bir çeşit kaçış, rahatlama yolu veyahut yeni önermeler oluşturabilmek için uzaktan de-
ğerlendirme süreci olarak görülebilir.
Görsel 1.110: Belleğin Azmi, 1931, Salvador Dali, Modern Sanat Müzesi, New York
Salvador Dali’nin eserlerinde düşsel ögelerin so-
mutlaştırılması söz konusu olabilmekteyken bunun
yanı sıra somut nesneleri de yapılarını değiştirerek
farklı yeni biçimlere dönüştürdüğü görülür. Mantık
sınırları içerisinde açıklanamayacak birçok durumu
sanalsal imgelem yoluyla ifade eden sanatçı çalış-
malarında somut objeleri de dönüştürerek ilgi çeki-
ci eserler üretmiştir. “Belleğin Azmi” isimli eserinde
(Görsel 1.110) sanatçının, saatleri bir sıvıymışçasına
akışkan hâlde resmederek zamanın da akıp gittiğini
vurguladığı söylenebilir. Hayter Hugnet (Heydır Hag-
nıt), Pablo Picasso (Pablo Pikasso), Yves Tanguy, (İv
Tongiy) Giacometti (Cakomedi), Marcel Jean (Marsel
Jon), Kay Sage [Key Seyc (Görsel 1.111)] gibi birçok
sanatçının da bu çalışma biçiminden faydalandıkları
ve bu alanda denemelerini oluşturdukları bilinmekte-
dir.
Görsel 1.111: Küçük Portre, 1950, Kay Sage, The
Frances Lehman Loeb Sanat Merkezi, New York
58