Page 50 - GENEL SANAT TARİHİ 10
P. 50
GENEL SANAT TARİHİ
Resim
Neoklasik üslup, Antik Çağ’a duyulan hayranlığın sanatıdır. Barok ve rokoko sanatının aşırı süslemeci ve
sembolik tavrına karşı tepki olarak doğmuştur. Barok sanata kadar resimde dinî konular baskın olmuş,
Neoklasik Çağ’da mitoloji ve Antik Çağ kaynaklı konular işlenmiştir. Bu üslubun amacı, saf kabul ettikleri
Barok öncesi dönemin sanat anlayışına dönmektir. Neoklasik sanatçılar için çizgi ve form bileşkesi önemlidir;
renk ve ışık, bütünüyle bu bileşkeye bağlıdır. Resimde ışık-gölge etkileri, perspektif ve derinlikten ziyade
desene büyük önem verilmiştir.
XVIII. yüzyıl Avrupası'nda büyük olaylar ve değişimler yaşanmıştır. Fransız İhtilali, siyasi yaşamı; Sanayi
Devrimi, toplumsal yaşamı büyük boyutta biçimlendirmiştir. Avrupalı sanatçılar, bu buhran döneminin
etkisiyle aşırılığa tepki göstermiş ve yalınlığı tercih etmiştir. Tepki verenlerin başında Fransız Devrimi’nin
güçlü savunucu ve neoklasisizm akımının öncüsü Jacques Lous David (Jak Luvi David) (1648-1825)
bulunmaktadır. Antik Çağ kabartma ve heykellerinden faydalanarak hacim ve ışıktan arınmış desenler çizen
sanatçı, bunları insan hayatı ve toplumla ilişkilendirmiştir. Sanatçı, Fransız Devrimi’nin yarattığı vatanseverlik
ve özgürlük kavramlarını, sert ve yalın bir üslupla resimlemiştir. David; Napolyon’un başarısı, ulusal coşku,
kahramanlık konularını işleyen çok sayıda resim yapmıştır.
Sanatçının “Horoslar’ın Yemini” adlı tablosunda, vatanlarını her şeyin üstünde tutan Horos ailesinin
kahramanca savaş kararı almaları resmedilmiştir. Eserde, ailenin üç oğlu, kahramanca savaşıp ülkelerini
özgürleştirme yolunda babalarına karşı yemin etmektedir. Neoklasik anlayışta yapılan ve resim sanatı
açısından oldukça önemli görülen bu çalışma, yeni düzeni savunan görsel bir bildiri niteliğindedir. Roma
Dönemi'ni andırırken içerik vatanseverlik üzerine kurgulanmıştır. Gereksiz abartılardan kaçılan resimde,
yalın bir üslup kullanılmıştır (Görsel 1.79).
Görsel 1.79: Horoslar’ın Yemini, Jacques Lous David, 1784, Louvre Müzesi, Paris
David’in öğrencisi Jean Auguste Dominique İngres (Jan Ogüst Dominik İngre) (1680-1866), doğaya sadık
kalarak doğada gözlemlediği formları klasik ideallerle harmanlayarak tuvaline aktarmıştır. Yeni üslubun
klasik ölçülerini, saflığını ve yalınlığını daha çok insan vücutlarında dile getirmeyi amaçlamıştır. İç içe
geçmiş figürler; kıvrılan, bükülen çizgilerle Rönesans sanatının önemli ustalarından Raphael’in (Rafael)
etkisi görülmektedir. Desene önem veren sanatçı, figürlerinde belirgin olan konturları bozmadan
vücutları hafif boya ile naif bir şekilde göstermektedir.
48