Page 107 - GENEL SANAT TARİHİ 9
P. 107

ANTİK YUNAN, ROMA, ERKEN HRİSTİYAN VE BİZANS SANATI

                                                              Tamamen mermerden inşa edilen tapınağın
                                                              kutsal iç mekânında (naos) çatıyı destekleyen
                                                              U  biçiminde  iki  katlı  sütun  sıraları,  dor
                                                              düzenindeki  dış  sütun  sıralarından  farklı
                                                              olarak  iyon  düzenindedir.  Parthenon’un
                                                              mimarları  tapınağın  oranlarını  yükseltmek
                                                              için  göz  aldanmasını  kullanmış,  yapıyı  daha
                                                              ihtişamlı  algılatmak  için  çabalamışlardır.
                                                              Bu, Antik Çağ mimarlık tarihi için bir dönüm
                                                              noktasıdır.  Bu  dönemde  Anadolu’da  inşa
                                                              edilmiş yapılar arasında anıt mezarlar, ağırlıklı
                                                              yer  tutar.  Bunlar  arasında  Halikarnasos’ta

            Görsel 5.11: Antik Yunan tiyatrosu, Pamukkale     dünyanın  yedi  harikasından  biri  kabul  edilen
                                                              Kral  Mausolos’un  anıtsal  mezarı  (mausoleum)
            sayılabilir.  Tiyatrolar  (Görsel  5.11),  dinî  toplantı  salonları,  kent  meclis  binaları  ve  gymnasiumlar
            (spor salonu) gibi sosyal yaşamda önemli yer tutan yapıların günümüze ulaşabilen en eski örnekleri
            Klasik Dönem’e aittir. Sonraki yüzyıllarda karşımıza çıkan yapı tiplerinin birçoğu temel tasarımını bu
            yüzyıllarda kazanmıştır.

            C) Helenistik Dönem (MÖ 330-30)
            Helenistik Dönem mimarlığı büyük ölçüde kendinden önceki mimari geleneği takip etmekle birlikte
            düzen, form, oran ve standartlaşmış uygulamalara bağlılığın giderek azaldığı bir evre olmuştur. Aynı
            yapıda farklı düzenlerin birlikte kullanılması ve dor sütun başlıklarına iyon başlığına özgü unsurların
            eklenmesi gibi daha önce nadiren karşılaşılan uygulamalar bu dönemde ağırlık kazanmıştır. Düzenlere
            ait  yapısal  elemanlar  zaman  zaman  gelenek  içindeki  işlevine  göre  değil  salt  dekoratif  amaçlı
            kullanılmıştır. Dikkat çeken bir diğer eğilim dor düzeninin Helenistik Dönem mimarlarınca daha az
            tercih edilmesi; buna karşılık iyon ve MÖ V. yüzyılda ortaya çıkan, sonraki yüzyıllarda temel özelliklerini
            kazanan korint düzeninin giderek daha fazla rağbet görmesidir. Yapıların mimari süslemelerine verilen
            önem artmış, daha önceki yüzyıllarda görülmeyen birçok motif ve kompozisyon bu dönemde ortaya
            çıkmıştır. Yine az sayıda örneği olan yapı tipleri bu dönemde yaygınlık kazanmıştır. Bunlar arasında;
            saraylar,  anıtsal  sunaklar,  çok  katlı  stoalar  (pazar  binaları),  gymnasium,  kütüphane  (Görsel  5.12),
            çeşme, saat kulesi, deniz feneri ve anıtsal mezar yapıları sayılabilir.



























             Görsel 5.12: Celsus Kütüphanesi, Efes Antik Kenti, İzmir

                                                                                                    105
   102   103   104   105   106   107   108   109   110   111   112