Page 112 - GENEL SANAT TARİHİ 9
P. 112

GENEL SANAT TARİHİ

                        5.2        ROMA

                                   SANATI


          Roma sanatı, Cumhuriyet (MÖ 509-MÖ 27) ve İmparatorluk (MÖ 27-MS 330) olmak üzere iki ana
          döneme  ayrılmaktadır.  Yunan  kent  devletlerinin  (polis)  yönetim  biçimine  benzeyen  Cumhuriyet
          Dönemi’nin ilk yüzyıllarından sınırlı sayıda eser günümüze ulaşmıştır.

          Erken Cumhuriyet Dönemi’nde Antik dünyanın merkezi konumundaki Yunanistan ve Anadolu’nun
          alınması Klasik ve Helenistik Dönem Yunan sanatı ve eserlerine karşı ilgiyi artırmış, Roma heykel ve
          resim sanatının biçimlenmesinde önemli rol oynamıştır.
          MÖ I. yüzyılın sonlarında Augustus (Agustus) ile başlayan İmparatorluk Dönemi’nde, tüm Akdeniz, Ön
          Asya ve Orta Avrupa, Roma idaresi altına girmiştir. Mimarlık başta olmak üzere heykel ve resimde,
          imparatorluğun  sahip  olduğu  siyasal  ve  ekonomik  gücü  yansıtan,  yaratıcı  karakteri  öne  çıkaran
          birçok eser bu yüzyıllarda üretilmiştir (Harita 5.2).





































          Harita 5.2: Roma İmparatorluğu sınırları haritası
          Mimari


          Roma  sanatı,  dikkat  çekici  ve  görkemli  eserlerini  mimarlık  alanında  vermiştir.  Roma  mimarlığı,
          Cumhuriyet Dönemi sonuna kadar büyük ölçüde Etrüsk ve Yunan geleneğine bağlı iken MS I. yüzyıldan
          itibaren kendine özgü yeni bir anlayış geliştirmiştir. Tasarımdan inşa tekniğine, yapısal elemanlardan
          süslemeye kadar mimarlık tarihindeki birçok ilk, bu dönemde ortaya çıkmıştır.
          Romalı mimarlar, geliştirdikleri yeni taşıyıcı sistemler ve inşa teknikleri sayesinde eskisinden çok
          daha büyük ve gösterişli yapılar inşa etmişlerdir. Kemer, tonoz ve kubbe gibi yapı elemanlarının
          yanı  sıra  Roma  çimentosu  olarak  adlandırılan  dayanıklı  inşa  malzemeleri,  geniş  açıklıkların
          örtülmesinde ve görkemli iç mekânların yaratılmasında önemli rol oynamıştır. Böylece Antik Çağ
          mimarlığında daha önce görülmeyen ve belli tipler ile sınırlı olan yapı repertuarı zenginleşmiştir.
          110
   107   108   109   110   111   112   113   114   115   116   117