Page 58 - GENEL SANAT TARİHİ 9
P. 58
GENEL SANAT TARİHİ
METİN ANALİZİ Aşağıda verilen Mezopotamya mimarisi ile ilgili metni okuduktan sonra
soruları cevaplayınız.
Mezopotamya’da Anıtsal Mimari
Anıt mimarisi; Mezopotamya kralları için ihtişamın, gücün, tanrılara bağlılığının ifadesi olmuştur.
Hükümdarlar; bu uğurda zigguratlar, saraylar, tapınaklar, kuleler ve surlar yaptırarak hem
halklarına hem de inandıkları tanrılara hizmet ettiklerini düşünmüştür. Büyük surların üzerine
inşa ettikleri ihtişamlı, süslü giriş kapıları hem ülkeyi saldırı tehdidinden koruyan hem de onları
inandıkları tanrılara bağlayan yol olmuştur. Anıtsal mimarinin temel ögesi olan zigguratların
İşlevleri o kadar fazlaydı ki burada rahipler yetiştirilmiş, öğrencilere ders verilmiş, halktan
toplanılan buğday burada muhafaza edilmiş, en üst katı ise tanrılara yakarış ve adaklar için
ayrılmıştır. Burada gökyüzü izlenmiş, yıldızlar takip edilmiştir. Krallar meşruiyetini tanrılardan
aldığı için inşa edilen büyük mabetler tanrılara bağlılığın ifadesi olmuştur. Antik Mezopotamya’da
tapınaklar, tanrıların dünyadaki mekânları sayılmış, orada görev yapan din görevlileri ise onların
ihtiyaçlarını karşılayan insanlar olmuştur. Mezopotamya’da yapı malzemesi olarak taş çok az
bulunduğundan kerpiç kullanılmıştır. Kerpiçler, güneş veya fırınlarda ısıtılan çamur ve saman
karışımından elde edilmiş renkli tuğla kalıplarıdır. Kerpiç dayanıksız bir malzeme olduğu için bu
bölgeden günümüze ulaşan mimari eser çok azdır.
Mezopotamya’da büyük anıt mezarlar (piramit), Mısır’daki gibi yaygın değildir. Çünkü
Mezopotamya’da hükümdarlar hayatta iken kendilerini tanrılaştırmamış bilakis tanrıyı temsil
ettiklerini ve ondan güç aldıklarını söylemiştir.
Yazar tarafından derlenmiştir.
1. Dini inanışların Mezopotamya mimarisine etkileri hakkında neler söyleyebilirsiniz?
2. Zigguratların işlevsel özellikleri hakkında neler söyleyebilirsiniz?
3. Antik Mezopotamya Dönemi’nden günümüze ulaşan mimari eserlerin az olmasının nedenleri neler
olabilir? Açıklayınız.
Akad Sanatı
Sami kökenli bir halk olan Akadlar uzun yıllar Sümer halkı ile beraber yaşamış, MÖ 2300
yılında Sümerleri yenerek ülke yönetimini ele geçirmişlerdir. Kral Sargon tarafından kurulan
Akadların başkenti Agade şehridir. Agade şehrinin bulunduğu yerin neresi olduğu günümüzde
bilinmemektedir.
Akad ülkesinin sınırları Basra Körfezi’nden Akdeniz’e kadar uzanmıştır. Kral I. Sargon Dönemi’nde
güçlü bir memur mekanizması ile idare edilen bir devlet kurmuşlar, bu özelliklerinden dolayı
Mezopotamya’da şehir devletlerinden ziyade merkezi otoritenin sağlandığı ilk uygarlık olarak
tanınmışlardır. Akadlar en parlak dönemlerini Kral Naram-Sin Dönemi’nde yaşamış, onun
ölümünün ardından MÖ 2.100 yıllından sonra Sümerler tarafından yıkılmışlardır.
A) Mimari
Uzun yıllar Sümer halkı ile beraber yaşayan Akadlar, Sümer kültüründen etkilenmiş ve bu
kültürün sonraki yıllara aktarılmasında önemli rol oynamışlardır. Akad halkı kendi hayal güçleri
ve yaratıcılıklarını da katarak Sümer sanatından kopmadan onların düzenli sanat anlayışlarını
özümsemişlerdir. Akadlar mimari eserlerini dayanıksız olan kerpiç ve sırlı tuğladan yapmışlardır.
Akadlar, krallarına tanrılarından daha fazla önem vermiş; onları “Akad’ın tanrısı” gibi unvanlarla
yücelttikleri için tapınak mimarisi fazla gelişmemiştir. Konut mimarisinde Sümer etkisi kendini
göstermiş, Sümer evlerini andıran evler inşa etmişlerdir. Akadların yıkılması esnasında
şehirlerde büyük yıkımlar yaşanmış, günümüze bu dönemden fazla örnek ulaşmamıştır.
56