Page 39 - ÇALGI EĞİTİMİ GİTAR 12
P. 39
Romantik Dönem’de Kullanılan Müzik Formları
Bu dönemde Klasik Dönem’in müzik teknikleri ve formları aynen korunurken
sanatçının iç dünyasını dile getiren arayışlar yeni formların doğmasını sağla-
mıştır.
Programlı Müzik: Doğayı, duyguları, günlük olayları seslerle betimleyen ya
da dinleyende bu çağrışımları uyandıran müzik türüne denir. Kuşların cıvıltısı,
denizin dalgaları, rüzgârın uğultusu vb. gibi doğal olgular: keder, coşku, sev-
gi, kin, öfke gibi duygular bu tür müziğin başlıca ögeleridir. Romantik Dönem
bestecilerinin elinde gelişen programlı müziğin en güzel örneklerinden biri Be-
ethoven’ın “seslerle çizilmiş bir tablo” olarak nitelendirilen “Pastoral Senfoni”-
sidir (6. Senfoni).
Lied (Lid): Almanca “şarkı, hava ve ezgi” anlamına gelir. Kökeni Alman halk
şarkılarına dayanmaktadır. Yüzyıllar içinde bu şarkılar önce solo olarak söy-
lenirken sonra lavta, klavsen eşliğinde söylenmiş; daha sonra piyano ve or-
kestra eşliğinde söylenen sanat şarkılarına dönüşmüştür. Alman bestecileri
olduğu kadar tüm Romantik Dönem bestecilerini de etkileyen bir müzik türü
olmuştur. Dramatik liedlerin erişilmez örneklerini ise Franz Schubert (Franz
Şubert) bestelemiştir.
Capriccio (Kapriçyo): Önceleri “füg tarzında yazılmış çalgı müziği” anlamın-
da kullanılan kapriçyo, Romantik Dönem’de belirli bir yapıya bağlı olmayan,
özgür fakat beklenmedik etkiler yaratmayı amaçlayan coşkulu bir müzik formu
olarak gelişmiştir.
Noktürn: Fransızca “gece müziği” anlamına gelir. 18. yüzyılda geceleri açık
havada yapılan şenliklerde yaylı ve üflemeli çalgılarla çalınan müzikler daha
sonra aynı adla bir forma dönüşmüştür. Romantik Dönem’de hemen her bes-
teci bu formu kendi düşüncesi doğrultusunda işleyerek geliştirmiştir.
Senfonik Şiir: Bir düşünceyi veya öyküyü müzikle betimleyen müzik formuna
senfonik şiir denir. Adında “senfoni” sözcüğü yer almasına karşın form olarak
senfoniyle bağlantısı olmayan özgür orkestra eserleridir.
Fantezi: Biçim ve içerik bakımından birbirinden bağımsız formlara fantezi de-
nir. Bu form, 17 ve 18. yüzyıllarda bağımsız biçimde yazılmış prelütlerin yerini
almış, 19. yüzyılda ise sonatın bir bölümü olarak kullanılmıştır.
Romans: Adını İspanyol edebiyatının sekiz heceli dizelerden kurulu, baştan
sona aynı uyağı koruyan şiir türünden almaktadır. Önceleri piyano için genel-
likle kıtalar hâlinde ve şarkı formunda yazılmış duygusal parçalar için bu isim
kullanılmıştır. 18 ve 19. yüzyıllarda İtalya ve Fransa’nın en popüler müzik form-
larından biri hâline gelmiştir.
Rapsodi: Belirli bir forma bağlı kalmadan, ulusal ya da yöresel temalardan
esinlenerek, çalgı için yazılmış müzik parçalarına rapsodi denir. Bu terimi ilk
kez Jan Vaclav Tomasek (Yan Vatslaf Tomasek) yazdığı bir piyano fantezisine
başlık olarak kullanmıştır. Daha sonra Romantik Dönem’in diğer bestecileri de
benzer içerikli eserler yazmışlardır.
Polonez: Kökeni Polonya olan 3/4’lük ölçüde yazılmış halk danslarıdır. Belirli
bir kuralı olmayan bir formdur. 18. yüzyılda Avrupa’nın en yaygın dansları ara-
sında olan Polonez, Romantik Dönem’in gözde formları arasında yer almıştır.
Mazurka: 16. yüzyılda Polonya’nın Orta Doğu bölgesinde yaşayan Mazurlar
arasında ortaya çıkarak bütün Avrupa’ya yayılan Leh halk dansıdır. 3/4 ‘lük öl-
çüde yazılır. Birçok Orta Avrupa bestecisine esin kaynağı olan mazurkanın en
güzel örneklerini piyano için Frederic Chopin’in (Fredrik Şopen) yazdığı kabul
edilir.
37