Page 141 - TÜRK HALK MÜZİĞİ TEORİ VE UYGULAMASI 12
P. 141

TERİMLER SÖZLÜĞÜ




                                          TERİMLER SÖZLÜĞÜ


              A

              abdal:  1.  Gezgin  derviş.  2.  Çoğunlukla  Orta  ve  Güney  Anadolu’da  yaşayan  ve
              müzisyenlik, elekçilik, kalburculuk gibi işlerle uğraşan topluluğa verilen isim.

              acem: Klasik Türk müziğinde tiz sekizlideki (fa) sesi.
              acemaşiran: Klasik Türk müziğinde kullanılan birleşik bir makam.
              açış: Türk halk müziğinde bir türkü veya uzun havayı icra etmeye başlamadan önce bir
              çalgıyla yapılan serbest tartımlı çalgı partisi.

              ağıt:  Ölen  ya  da  çeşitli  sebeplerle  bulunduğu  yerden  ayrılan  bir  kişinin  iyi  ve  üstün
              vasıflarını veya doğal bir felaket sonucunda yaşanan sosyal olayları anlatan halk şiiri ve
              müziği türü.
              ağız: Yörelere göre değişen söyleme biçimi, tarzı.

              ağyar: Yabancılar, başkaları.
              ahval: Durumlar, hâller, vaziyetler.
              âlâ: 1. İyi, daha iyi, pek iyi. 2. En yüksek.
              anonim: Yazanı, yapanı, söyleyeni bilinmeyen, belli olmayan.

              aruz  vezni  (ölçüsü):  Nazımda  uzun  veya  kısa,  kapalı  ya  da  açık  hecelerin  belli  bir
              düzene göre sıralanarak ahengin sağlandığı ölçü.
              asır: Yüzyıl.
              Avşar: Oğuzlarda bir Türk boyu.

              Avşar elleri: Avşar Türklerinin yaşadığı yerler.
              ayak: Kendinden sonra gelecek ana bölüme giriş müziği.
              ayinicem (cem, cem ayini): Alevi-Bektaşi topluluklarının dinsel inançları doğrultusunda,
              çeşitli biçim ve uzunluklarda, müzik, dans ve lokma (yemek) eşliğinde yaptıkları ibadet

              toplantısı.



              B


              baht: 1.Gelecek olayları kaçınılmaz olarak saptayan tanrısal gücün insan için önceden
              çizdiğine inanılan yörünge. 2.Şans, talih.
              Bektaşi: Hacı Bektaş Veli yolunda olan kimse.
              beyit: Anlam bakımından birbirine bağlı iki dizeden oluşmuş şiir parçası.
              bezek: 1. Bir şeyin daha güzel, daha göz alıcı, daha çekici görünmesini sağlayan şey.

              2. Süs.
              bona: Notaların vuruşlarına ve isimlerine uygun olarak belli bir tempoda ve melodisiz
              bir sesle (konuşma ses tonu) okunması.

              bozlak: 1. Güney Anadolu’da ve Orta Anadolu’nun kimi yerlerinde bir türkü ezgisi. 2. Bu
              ezgiyle söylenen, konusu acıklı türkü, bir tür uzun hava.





                                                                                                              139
   136   137   138   139   140   141   142   143   144   145   146